AKP kendi tarihini yazma gayreti içerisinde. 2002 senesinde iktidar olan AKP 2003 senesi itibarı ile özelleştirme adı altında tesisleri satmaya başladı. Dönemin maliye bakanı Unakıtan bizim için stratejik önem falan önemli değil. Paraya veren düdüğü çalar diyordu.  İlk satışlar arasında Balıkesir SEKA vardı. Satışlarda öncelik yandaşın işine yarayacak tesisler geliyordu. TÜPRAŞ ve PETKİM gibi tesisler. Geçmiş iktidarlar zamanında yapılan bütün tesisler birer ikişer satıldı. Tütün işleme tesisleri, sigara fabrikaları, içki fabrikaları. Şeker fabrikaları bu satılan tesisler arazileri ile birlikte satıldı. Bunların satılmasının amacı ne idi. Geçmiş iktidarların yaptıklarını ortadan kaldırmaktı. Size şimdi önemli bir isim kaldırmayı hatırlatmak istiyorum. İstanbul hava limanı vardı. İsmi de Atatürk hava limanı idi. Yeni hava limanı yaptılar. Atatürk hava limanı nasıl ortadan kaldırıldı? Ne yaptılar? Bu salgın virüs bahane edilerek hiç hastane yapılacak yer kalmamış gibi. Atatürk hava limanı pistine hastane yaptılar. Orada o kadar arazi varken hastane projesi pisti de içerisine alan bir hastane projesi yapıldı. Bu hava limanı bir daha kullanılmasın diye. Amaç görülen yerleri biz yaptık demek içindir. İzmir hava limanını biz yaptık dediler. Adnan menderes hava limanı olarak 1987 senesinde yapılmıştır. Isparta da miting yaparken burada üniversitemi vardı? Biz yaptık denilmedi mi? Halbuki rahmetli Demirel kendisi yaptırdı. Şimdi Ankara hava limanını biz yaptık diyorlar. Ankara hava meydanı Esenboğa hava meydanı olarak 1955 senesinde yapılmıştır. İktidar kapatamadığı ve kaldıramadığı tesisleri de biz yaptık diyerek tarihe geçmek istiyor. Türkiye Cumhuriyeti tarihi 1919 tarihinden sonra yazılmaya başlanmıştır. Ondan önceki tarih Osmanlı tarihidir. Şimdi iktidar kendi tarihini yazmak için. Kendilerinden önceki iktidarların yaptıkları tesisler. Satarak veya ortadan kaldırarak elle tutulan gözle görülen bütün tesisleri. Biz yaptık diyerek kendi tarihlerini yazma gayreti içerisindedir. Daha önceleri yaptıklarını tek tek sayıyorlardı. Tünel diyorlardı. Yavuz sultan selim köprüsü diyorlardı. Osman gazi köprüsü diyorlardı. Bunların foyaları meydana çıkınca şimdi söylemez oldular. Çünkü bunları yapan şirkete sayı garantisi verilmiş. Tutmayınca verilen sayı hazineden karşılanıyor. Yani bizler ödüyoruz. Ne zamana kadar ödeyeceğiz? Kaç seneliğine anlaşma yapılmışsa. 29 senelik anlaşma yapılanda var.  Bu yap işlet modeli gelecek nesilleri dahi borç altına sokmuştur. Geçmişteki iktidarların yaptıklarının nerede ise hepsi satıldı. Bu geçmişe dönük kötüleme siyaseti bir yerde rant siyasetine dönüştü. İlim adamları kanal İstanbul için olumsuzluklarla dolu şeyler söylüyorlar. Ülke için faydadan çok zararı olacağını savunuyorlar. Bu kanalın yapılacağı yerin arazileri yandaşlar tarafında çoktan satın alındı. Bu kanal mevzusu yine rant meselesine dönüştü. Ülke için faydalı olacak hiçbir şeyi yok. İnadına yapacağız deniyor. Siz şimdiye kadar vatandaşı ile inatlaşan bir iktidar gördünüz mü? Kanal İstanbul için inat edilmesinin tek sebebi tarihe geçmek içindir. Kendi tarihlerini içerisinde yer alan önemli bir tesis kapsamında olan bu kanal onlar için çok önemlidir. Millet ve ülke önemli değil tarih sayfalarında yer alması önemlidir. Bu kanal İstanbul da yap işlet modeline göre yapılacak. Fakat bu kanalı yapan şirket ne işletecek. Bu kanaldan para ile geçecek gemilerden mi işletme parası alacak. Parasız doğal kanal varken. Neden paralı kanalı seçsinler ki? Bu kanalı yapacak şirket aynı zamanda Trakya bölgesindeki doğalgaz ve petrol yataklarının da işletme hakkına sahip olacak. Yine bir yeraltı milli servetimiz daha elden gidecektir. Ülke ve millet önemli değil. Önemli olan Türkiye Cumhuriyeti devletinin tarihini yok edip. Kendi tarihlerini yazmaktır. Saygılarımla.

Türküm, doğruyum, çalışkanım, ilkem, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi, özümden çok sevmektir. Ülküm, yükselmek ileri gitmektir. Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe, durmadan yürüyeceğime ant içerim. Varlığım Türk varlığına armağan olsun.

Türkiye laiktir, laik kalacaktır. Ne mutlu Atatürkçüyüm diyenlere! Ne mutlu cumhuriyetçiyim diyenlere! Ne mutlu Türk milliyetçisiyim diyenlere! Ne mutlu varlığım Türk varlığına armağan olsun diyenlere! Ne mutlu demokratım diyenlere! NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!