İzmir HDP il başkanlığına saldırı yapıldı. İlde çalışan bayan saldırgan tarafından tabaca ile öldürüldü. Saldırgan PKK’lıları sevmiyormuş. İyi güzelde orada ekmek parası için çalışandan ne istedin? Bu saldırsan Onur G. Elinde tüfekle boy, boy resimleri var. Suriye ye gidip gelmiş. Binada keşif yapmış. İyice keşif yapabilmek için. O binana bulunan İngilizce öğreten bir dershaneye kayıt bile yaptırmış. Olayın olduğu gün 40-50 kişinin katılımı ile HDP bürosun da bir toplantı yapılacakmış. Son anda bu toplantı iptal edilmiş. Bu saldırgan Onur G. Bir sağlık kuruluşunda çalışıyormuş. Millet iş bulamazken çalışacak yer bulmuş. Ve sonra istifa etmiş. Bu şahıs yakalandı. Çok kısa zamanda cezaevine gönderildi. Böyle kişiler gözaltına alınıp günlerce soruşturulması yapılıyordu. Bunu neden hemen cezaevine gönderdiler? Yoksa bu kişi mafya adamı mı? insanın aklına hemen bu geliyor. Böyle muamele ancak saygın kişilere yapılır. Elinde çanta ile binaya girişi var. Tahminime göre o çantada bomba vardı.  Büyük ihtimalle toplantı olacağını biliyordu. Büroda yalnız çalışanı görünce onu öldürdü. Bu işin içerisinde bazı işler olduğu kafama takılıyor. Büroda toplantı olsaydı. Çantadaki bombayı kullanacaktı. İşin garip tarafı çantada bir şey yoktu denildi. Çantada bir şey yoktu da boş çantayı neden taşıdı? Nereden bakarsanız bakın bu olaya bir anlam verilemiyor. Bana kalırsa bu konuda eğitim falan görmemmiş. Bir çaylak gibi görünüyor. Bu konuda olan ekmek parası kazanmaya çalışan o bayana oldu. Allah rahmet eylesin. Mekânı cennet osun. Rabbim ailesine sabırlar versin. Bu saldırıyı yapan şahsın sorgu işlemleri yapılmadan cezaevine gönderilmesi de ayrı bir problem olarak görünüyor. Belki bize öyle geliyor. Hukuk da bazı değişiklikler yapıldı. Her ile bir baş savcı atandı. Bu savcıların bağlı olduğu onların üssü durumunda savcılar getirildi. Diğer baş savcılar bu yeni savcılara bağlandı. Savcılar bu yeni başsavcılara bağlandı. Bu kadar karışıklık işleri hızlandırmak için mi yapıldı? İşlerin daha da ağır işlemesi için mi yapıldı? Bunu zaman içerisinde göreceğiz. Ülkeyi kaosa sürüklemek isteyen birileri var. Fakat kimlerdir belli değil. Hani bir derin devletten bahsediliyor ya? Acaba bu derin devlet mi ülkeyi kaosa sürüklemek istiyor. Yöneticiler dillerini kullanırken çok dikkatli olmalıdırlar. Şiddet dilini, öfke dilini, ayrıştırma dilini ve aşağılayıcı dil kullanmamalıdırlar. Şiddet şiddeti getirir. Öfke öfkeyi körükler. Ayrıştırıcı dil bölünmeyi parçalanmayı getirir. Tatlı dil yılanı Kovuğundan çıkarır sözünü unutmamak gerekir.  Bu saldırgan Onur G’yi takip etmek gerekir. Bakalım sonu ne olacak? Çünkü sorgulanmadan cezaevine gönderildi. Bu olay çok şeye gebe gibi gözüküyor. Bekleyip göreceğiz bu olayın sonu nasıl olacak. Bu olay üç bilinmeyenli bir denklem gibi. Nasıl çözüleceği bilinmiyor. Bu HDP’nin il bürosuna saldırının amacı kaos çıkarmak için yapılmış bir saldırıdır. Bu saldırının arkasından AKP’ni Diyarbakır il binasına saldırı yapıldı. Bu saldırıda anlamlı bir saldırıdır. Sanki misilleme denebile bilinecek bir saldırıdır. Bu konuda yöneticilere çok iş düşüyor. Ortamı germe yerine. Oramı sakinleştirmeye çalışmalarıdır. Geçmiş dönemlerdeki gibi tarafsız bir cumhurbaşkanına ihtiyaç olduğu artık ayan beyan ortaya çıkmıştır. Ülkenin birliğini beraberliğini sağlayacak tarafsız bir cumhurbaşkanına ihtiyacın vardır. Saygılarımla.

Türküm, doğruyum, çalışkanım, ilkem; Küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi, özümden çok sevmektir. Ülküm, yükselmek ileri gitmektir. Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe, durmadan yürüyeceğime ant içerim. Varlığım Türk varlığına armağan olsun.

Türkiye laiktir, laik kalacaktır. Ne mutlu Atatürkçüyüm diyenlere! Ne mutlu cumhuriyetçiyim diyenlere! Ne mutlu Türk milliyetçisiyim diyenlere! Ne mutlu varlığım Türk varlığına armağan olsun diyenlere! Ne mutlu demokratım diyenlere! NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!

                                                         20 – 06 – 2021 Mustafa KOÇAL