DÖRT AYAK ÜZERİNE DÜŞTÜLER

Sıcak paraya ihtiyaçları vardı. Sağdan, soldan borç isteniyordu. Bu borç aldıkları yerler neresidir? Kimler oldukları belli değil. Kaynağı belli olmayan paranın olduğu dahi söyleniyor. Borç istedikleri yerlerden para geldikçe memnun oluyorlar. Bu paralar nereden ve ne amaçla veriliyor? Neye karşılık borç veriliyor? Bu devirde eşek eşeği dahi bedava kaşımıyor. Bu paralar mutlaka bir şeye karşılık gelmiştir. Kör Allahtan bir göz istemiş Allah iki göz vermiş. Bunların durumu da aynen böyle. Bir yerlerden sıcak para bulmak için çırpınıp duruyorlardı. Sevenlerimiz para gönderiyor diye seviniyorlardı ki? Bir ev yapma işi çıktı. Hiç ümit etmedikleri bir anda. İhtiyaçları olan sıcak parayı buldular. Bu duruma dört ayak üstüne düşmek denir. Bu ev konusu hiç gündemde yoktu. Bir ev yapma işi çıktı ortaya. Akşamdan 2 650 lira taksit dediler. Sabah 2 850 liraya çıktı. Evlerin nereye yapılacağı ve ne zaman başlanacağı belli dahi olmadan.  Millet taksitleri yatırmaya başladı. Sözüm ona bu eviler evi olmayanlara yapılacak. Pekiyi asgari ücret ile çalışan birisinin bu ev taksitini ödemesi mümkün müdür? Bekar dahi olsa bu ev taksitini ödemesi mümkün değildir. Sözde bu evleri, evi olmayan garibanlara yapacaklar. Bu ev taksitlerini yatıranların.  Kim oldukları belli değil bildiğim kadarı ile. Bu ev taksiti yatıranlar mutlaka bir kurala göre taksit yatırması gerekmez mi?  Geliri şu kadar olanlar bu evler için para yatırabilir denilmesi gerekmez mi? Bu ev yapma konusu neye dayanarak hemen taksit toplamaya başlandı? Bu iş saldım çayıra Mevla’m kayıra olmuş gibi geliyor bana. Ya bu para yatıranlar? İki üç evi olanlar kiraya vermek için bu imkânı değerlendiriyorsa ne olacak? Plansız, programsız iş yapılıyor gibi geldi. Sıcak para bulma peşinde idiler. Dostlarımız borç veriyor diye mutluluktan uçuyorlardı. Şimdi yine dört ayak üzerine düştüler. Fakat her şeyde aceleci davrandıkları gibi bu ev işinde de aceleci hareket ettiler. Bu evler vatandaşların durumuna göre yapılması gerekirdi. Parayı veren düdüğü çalar hesabı olmuş gibi gözüküyor. Ya bu evlere kiraya vermek için emlakçılık yapanlar para yatırdı ise ne olacak? Kimlerin nasıl para yatıracağı bile belli değil.  Önüne gelen bu evlere taksit yatırabilecek mi?  Garip olan evlerin yapılacağı yer belli değil. Ev taksiti yatıranlar bu durumu biliyorlar mı?  Bu iş bir oyun vardır. Körebe oyunu diye! Birisinin gözünü bağlarlar. Bizi yakala kör ebelikten kurtul derler. Bu olayda aynen bu oyuna benziyor gibi geldi bana. Küçüğe koyuyorum aldıramıyorum. Büyüğe koyuyorum dolduramıyorum. Zaman içersin de bu evlerle ilgili planlı programlı bir açıklama yapılır da vatandaşlar gibi bizlerde bilgi sahibi oluruz. Allah milletimiz için hayırlı olanının versin. Keşke devlet baba evi olmayanlar ev yasada devlet babalığını ve sosyal devlet olduğunu kanıtlasa. Bu işler lafla olmuyor icraat ile oluyor. Peynir gemisi lafla yürümüyor. Bu seçim arifesinde seçim yatırımı olmasın? Kılıçdaroğlu bu ev yapım işi için. İktidardan hazine garantisi istiyor. Yani bu evlerin mutlaka yapılmasını istiyor. Saldık çayıra Mevla’m kayıra. Allah milletimiz için hayırlı olanını versin.  Saygılarımla.

Türküm, doğruyum, çalışkanım, ilkem; küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi, özümden çok sevmektir. Ülkü; yükselmek ileri gitmektir. Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe, durmadan yürüyeceğime ant içerim. Varlığım, Türk varlığına armağan olsun.

Türkiye laiktir, laik kalacaktır. Ne mutlu Atatürkçüyüm diyenlere! Ne mutlu cumhuriyetçiyim diyenlere! Ne mutlu Türk milliyetçisiyim diyenlere! Ne mutlu demokratım diyenlere! Ne mutlu varlığım Türk varlığına armağan olsun diyenlere! NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!

                                                   22 – 09 -2022 Mustafa KOÇAL