“Bilindiği üzere 10 Ağustos 2025 tarihinden bu yana Sındırgı ilçemizde meydana gelen depremler, gerek ilimizin genelinde, gerekse çevre illerimizde hissedilmeye devam ediyor. O tarihten bugüne 15.000’i aşan deprem fırtınası nedeniyle başta Sındırgı ilçemiz olmak üzere ilimiz vatandaşları, sürekli bir korku, sürekli bir tedirginlik içerisinde günlerini geçirmektedir. Bu tedirginlik ve korku hali başta Sındırgı ilçemizde yaşayan vatandaşlarımız, eğitim çalışanlarımız ve öğrencilerimiz üzerinde sürekli bir psikolojik baskı oluşturuyor. İlçe giderek göç nedeniyle boşalırken, zarar gören binalar nedeniyle kiralık ev bulmak neredeyse imkansız hale gelmiş durumda. Kış mevsiminin kendisini hissettirdiği bu günlerde dışarıda gecelemek zorunda kalan eğitim çalışanlarımız, ertesi gün bu durumda okula gidip çocuklara yararlı olmaya çalışıyor. Bir yandan maddi sıkıntılarla ve geçim sıkıntısıyla boğuşan eğitim çalışanlarımız, başta barınma ve yol masraflarının karşılanmasını beklemektedir. Sındırgı ilçemiz geçtiğimiz günlerde afet bölgesi ilan edilmesine rağmen, bu karardan maarif ordumuz hiçbir şekilde yararlanamamaktadır. Afet bölgesi ilan edilmesi ile çiftçi ve esnaf borçlarının ertelenmesi söz konusu iken, eğitim çalışanlarımıza afet bölgesi ilan edilmesinin getirdiği tayin isteme hakkı, yol yardımı ve kira yardımı gibi desteklerin verilerek rahatlatılması mutlaka ve mutlaka gündeme alınmalıdır.

“Deprem Fırtınası” şeklinde nitelendirilen sismik hareketlilik, öğrencilerimizin eğitim-öğretim süreçlerini ciddi ölçüde olumsuz etkilemektedir. Depremlerin devam ediyor oluşu; öğrencilerimizin psikososyal durumlarını, sınav hazırlık motivasyonlarını, akademik verimliliklerini ve genel yaşam düzenlerini doğrudan etkilemektedir.

Bu çerçevede; depremlerin halen devam ettiği Sındırgı ilçesinde yaşayan 2026 yılı LGS’ye girecek 8. sınıf öğrencileri, 2026-YKS’ye hazırlanan 12. sınıf öğrencileri ve mezun durumundaki adaylar için bir özel kontenjan, ek yerleştirme uygulamasının hayata geçirilmesi uygun olacaktır.

Ailesini şehir dışına göndermek zorunda kalmış fakat kendisi konteynerlerde konakladığı için kira desteği alamayan kamu görevlilerine yönelik ivedi düzenleme yapılarak kira yardımı yapılmalıdır.

Deprem bölgesi koşulları da dikkate alınarak giyim yardımı tutarları artırılmalı, kamu görevlileri için öncelikle konut sorunu çözülmeli, TOKİ ve benzeri kurumlar aracılığıyla kamu görevlileri için ayrı konut projeleri hayata geçirilmelidir.

Deprem bölgesindeki kamu görevlilerine yemek hizmetinin sunulup sunul(a)madığına bakılmaksızın nakdi yemek yardımı yapılarak mağduriyetin önüne geçilmelidir.

Eğitim-Bir-Sen olarak; sorunların çözümü noktasında konunun takipçisi olmaya devam edecek, deprem bölgesindeki kamu görevlilerimizin sesini duyurmak için gayretimizi sürdüreceğiz.”

Haber: Hüseyin TÜLEK