Kapıda vize uygulamasıyla çok sayıda Türk tatilcinin adeta akın edip gittiği Yunanistan'ın Midilli Adası'nın hudut kapısında Ayvalıklı bir çifte çirkin bir davranışta bulunuldu. 5 gün süresince Midilli Adası'nda tatil yapmak isteyen Yoldaş Ailesi, beraberinde götürdükleri sadece 22 paket sigara yüzünden Yunan polisi tarafından kelepçelenerek nezarete atıldı. Nezarethanenin soğuk ve olumsuz şartları nedeniyle sağlık sorunları yaşayan çifte en zorunlu ihtiyaçları olan bir şişe su bile uzun yalvarışlar sonucunda verildi.
Edinilen bilgiye göre, Ayvalık'ta tanınmış bir esnaf olan elektrik malzemeler satışı yapan bir mağazanın sahibi Emin Yoldaş (45) ile eşi Sema Çelikkaya Yoldaş (40) mübadele döneminde dedelerinin geldiği Midilli Adası'na geçtiğimiz 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda tatil amaçlı gitmek istedi.
Ayvalık'taki bir feribot işletmesinden yolcu biletlerini alan çift, Ayvalık Deniz Hudut Kapısı'ndaki free shooptan üç karton sigara satın aldı. Aldıkları sigaraların 8 paketi beraberinde bulunan arkadaşlarına dağıtan çift, geri kalan 22 paket sigara ile Ayvalık'tan Midilli Adası'na gitti.
Midilli Adası Hudut Kapısı'nda; personeliyle birlikte Türk tatilcilerin valizlerini ve üst aramalarını yapan Gümrük Müdürü Katarina Apostolidou, Yoldaş çiftinin valizindeki 22 paket sigarayı gördü. Normalde 4 paket sigaraya izin verildiğini belirten Apostolidou, 18 paket sigaraya el koydu ve 1500 avro para cezası kesti. Bununla yetinmeyen Yunanlı Gümrük Müdürü, Yoldaş çiftini kelepçelenmesini sağlayarak gözaltına aldırdı ve polis eşliğinde nezarethaneye gönderdi.
Diğer Türk tatilcilerin gözleri önünde kelepçelenen Emin Yoldaş ve eşi Sema Çelikkaya Yoldaş, soğuk ve olumsuz şartlara sahip nezarethanede sabaha kadar bekletildi.
Bu süreçte yemek bile verilmeyen Yoldaş çiftine, yalvar yakar bir Yunan polis memuru tarafından bir şişe su verildi. Soğuk nezarethanede sabahlayan Emin Yoldaş, nezarethane çıkışında Covit 19'a yakalanırken, eşi Sema Çelikkaya Yoldaş da nezarethanede panik atak rahatsızlığı yaşadı.
Sadece 18 paket sigara fazlalığı nedeniyle kötü muameleye tabi tutulan Yoldaş çifti, Ayvalık'a döndüklerinde yaşadıkları haksızlığı CİMER'e şikâyet edip, ardından da Yunanistan'ın Ege Adaları'ndaki vize ve diğer işlemlerinin yapıldığı Rodos Adası'ndaki başkonsolosluğa durumu bildirdi.
Emin Yoldaş, geçtiğimiz 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı tatilinde Yunanistan'ın Midilli Adası'na kendisine ait otomobille, Ayvalık-Midilli arasında seferler yapan feribotla gittiklerini anlatarak, "Midilli'de gümrük yetkilileri aracımızın yanına geldi. Prosedür gereği, araçta ne olduğunu sordular. Ben de 3 karton sigara olduğunu söyledim. Bunun üzerine aramaya başladılar. Bagaj içerisinden çıkardıkları sigaraları ‘uygunsuz' diyerek, bize kaçakçılık muamelesinde bulundular. Sabah saat 10.00 sıralarından mesaileri bitinceye kadar, hem de Hudut kapısında bizde başka hiç kimsenin işlemi olmamasına rağmen bizim işlemlerimizi bitirmediler. Daha sonra da gümrük binasına çağırdıkları polisler eşliğinde bizi kelepçeleyerek, o sırada hudut kapısından Midilli Adası'na giriş yapan Türk vatandaşlarının önünde rencide edici şekilde bizi Midilli'deki karakola götürdüler. Yaklaşık bir gün boyunca karakolda nezarethanede kaldık. Nezarethane şartları çok kötüydü. Çok soğuktu. Üzerinde oturduğumuz süngerler çok kirliydi. İnsanlık dışı bir görüntü vardı içeride. O nezarethane biz inanılmaz bir şekilde üşüdük. Yemek istedik. Gece boyunca yemek vermediler. Su istedik. Yalvarmalarımıza rağmen, gece saat 02.00 gibi bir polis memuru su getirdi. Çok kötü bir gün yaşadık" dedi.
"Yaşadıklarımız insan haklarına yasalarına aykırı"
Emin Yoldaş'ın eşi Sema Çelikkaya Yoldaş ise, Ayvalık Gümrüğü ‘nden geçerken hakları olan üç karton sigara satın aldıklarını belirterek, "Arabada üç kişiydik. Midilli'ye giderken feribotta bir karton sigarayı arkadaşlarıma dağıttım. Geriye kalan iki karton sigarayı da çantalarım çok dolu olduğu için açıp, çantalarıma gelişigüzel bir şekilde koydum. Midilli'de gümrükten geçtikten sonra Gümrük Müdürü Katarina Apostolidou, sahada arabamızı aramaya başladı. Ben doğru beyanda bulunarak, Ayvalık'tan çıkarken üç karton sigara aldığımı söyledim. Yaptığı bu alışverişin fişini de ibraz ettim. Arabadan valizlere paylaştırdığım 19 paket sigara çıkarttılar. Çantamda da üç paket vardı. Toplamda 22 paketti. Normalde prosedür gereği yapmaları gereken, sigaralara el koyulup, idari para cezası keserek bizi yollamaları gerekirken bize; karşı çıkma direnme ve kaçakçılık olduğunu beyan ettikleri için savcılık polisi geldi bizi kelepçeli bir şekilde gözaltına aldılar. Biz bir gece nezarethanede kaldık. Nezarethane çok kötü şartlar altındaydı. Ama ben, Yunan polislerin suçlamıyorum. Çünkü orada mevzuatı; direnme, karşı koyma kaçakçılık olarak geçtikleri için onlarda yapmaları gerekeni yaptı. Nezarethanede oturulan alan taş ve üzerinde bir sünger vardı. Bu süngerin üstü çok çok pisti. Nezarethane çok soğuktu. Yemek ihtiyacımız oldu. Eşimin şeker hastası olduğunu söyledim. Fakat yemek vermek yerine, 20-25 Euro arası bir para verdiler ve ‘yarın bununla yemek yersiniz' dediler. Nezaret süresince bize kesinlikle yemek verilmedi. Suyu da saat 02.30'da benim yalvarmalarım sonucunda bir polis memuru bize sağladı. Tuvalete ihtiyaçlarımızı da çok geç giderildi" dedi.
Karakoldaki ifadeleri sırasında kendilerine yeminli tercüman tahsis edilmediğin kaydeden Sema Çelikkaya Yoldaş, "Bize hiçbir belge vermediler. Bu arada bizim için görevlendirilen kamu avukatıyla birlikte nezarethaneden çıktıktan sonra yine kelepçeli gözaltı bir şekilde savcılığa getirildik. 1500 Euro civarı bir para cezası ödedikten sonra tekrardan yine kelepçeli bir şekilde savcılığa tekrar geri götürüldük. Bir saat bekledikten sonra savcının kararıyla serbest bırakıldık. Ama İnsan Hakları Yasası'nın ilk dört maddesini ihlal etmiş oluyorlar. Üçüncü madde, beşinci, altıncı ve sekizinci maddeleri ihlal edilmiş. Çünkü gümrükte ifadelerimiz alınırken yeminli tercüman yoktu. Sonradan bu ifadeleri kendimizde okuduk. Doğru düzgün çevrilemediği için bizim söylemediğimiz cümleler bile o ifadeler yazılmış. Türkiye'ye döndükten sonra Rodos Adası konsolosluğuna müracaat ettik. CİMER‘den Dışişleri Bakanlığı'na şikayetlerimizi yaptık. Bize Yunanistan'ın İzmir Konsolosluğuna gitmemiz gerektiği söylenildi. Fakat bize ve avukatımıza onca çabalarımıza rağmen randevu vermediler. Biz; Yunanistan ve Türkiye ilişkileri arasında gidebileceğimiz tek makamı Yunanistan İzmir Konsolosluğu olduğunu düşünüyoruz. Bu yüzden de randevu alabilme çabalarımız sürüyor" diye konuştu.
Türk tatilcilere yapılan uygulama ilk değil
Yaşanılan olayı duyan Midilli Adası'ndaki basınının kendilerini destekleyen ve haksızlığa uğradıkları için Gümrük Müdürü Katarina Apostolidou'nun uygulamasına tepki gösteren yayınlar yaptıklarını belirten Yoldaş, "Midilli'deki dijital medya ve gazete olan bizimle ilgili çok güzel haberler yaptı. Haklılığımızla alakalı, yaşadığımız travmatik olayla ilgili çok güzel haberler yayınlandı" dedi.
Eşi ve kendisinin mübadil çocukları oldukları için Midilli Adası'nı çok sevdiklerini aktaran Yoldaş, "Orada hiç kimseyle bir problemimiz yok. Hiç kimseyle bir sorun yaşamadık. Orada ev kiralıyor ve her defasında da yaklaşık kalıyoruz. Başımıza ilk defa böyle bir şey geliyor. Ama bildiğim kadarıyla, geçtiğimiz Haziran ayında İstanbul'dan Midilli'ye geçen bir tatilcinin cebinden 10 bin Euro yerine 10 bin 50 Euro çıkmış. 50 Euro için insanlara kâbusu yaşatmışlar. Midilli Gümrüğü'nde bunu yapan da yine Gümrük Müdürü Katarina Apostolidou. O olayla ilgili de Midilli Gazeteleri yine ‘Neredeyse diplomatik kriz çıkıyordu' gibi başlıklarla yayınlar yaptılar. Yine geçtiğimiz haziran ayında, Kestane Festivali için Midilli'ye giden Türk tatilci bir genç kızı yine gümrük kontrolleri sırasında, çantasını çevirip içinden iç çamaşırlarını silkeleyerek boşaltmışlar. Hem de herkesin içinde. Tüm bu uygulamaları Midilli Gümrük Müdürü Katarina Apostolidou, kendisi sahaya inip de yapıyor" ifadelerini kullandı.
"Yunanlı dostlarımız da bize yaşatılanlara tepki gösterdi"
Sema Çelikkaya Yoldaş; yaşadıkları tüm olumsuzluklara rağmen Midilli halkını çok sevdiklerinin altını çizerek, "Çünkü çok sıcakkanlı insanlar. Ben Midilli halkı ile kültür olarak da çok yakın olduğumuzu düşünüyorum. Biz oraya gittiğimizde, çok güzel ilişkilerimiz var. Bu yaşadığımız olayda da oradaki dostlarımız bu yaşanılanlara çok büyük tepki gösterdiler. Hatta bu konuda gerekli mercilere ulaşmamız konusunda bizi teşvik bile ettiler" dedi.
"Çok üzüldük"
Ayvalık'ta esnaf olduklarını, ekonomik durumlarının iyi olduğunu kaydeden Yoldaş, "Bu yüzden de 19 ya da 22 paket sigaranın kaçakçılığını yapıp, kâr elde etmeye yeltenecek insanlar değiliz. Biz Midilli'ye belirli bir dövizle gidiyoruz. Bizim ne kadar döviz getirdiğimizi de sistemden görüyorlar zaten. Ben orada beş gün gibi bir süre kalacağım ve iki karton sigara ile giriş yapıyorum ve bunun fişini de ibraz ediyorum. Üç karton satın aldığımı, bir kartonu da arkadaşlarımız arasında paylaştığımı ibraz ediyorum. Hatta Ayvalık gümrüğündeki Free shop‘taki çalışan çocuk beni uyardı. Ben de üç kişi olduğumuz için, herkesin birer karton sigara ile gümrükten geçebileceğimizi düşündüm. Bu yüzden de sorun olmayacağını düşündüm. Muhtemelen benim pasaportuma üç karton işlendiği için sorun etmiş olabilirler. Ama biz arabada üç kişiydik. Hepimize birer karton düşüyordu. Bunun bu kadar büyük bir sorun haline getirilebileceğine ihtimal vermemiştim. Üstelik o üç kartonun, bir kartonunu da yolda arkadaşlarıma dağıtmıştım. İki karton sigaranın fazlasının sıkıntı olabileceğini bilmiyordum. Bunu kesinlikle bilmediğimizi birçok kez ifade etmeye çalıştım. Oysa olması gereken şuydu; fazla olan sigaralara el koyup, bize de idari para cezası kesip bizi gönderebilirlerdi. Ama bunun yerine bizi suçlayarak, kötü muameleye tabi tutulduk. Çok üzüldük" diye konuştu
Yunan basını ile Vali Moutzouris, yaşanılan olay nedeniyle Gümrük Müdürü Apostolidou'ya sert tepki gösterdi
Yoldaş çiftiyle birlikte Midilli'ye giden arkadaşları da durumu Yunan basınına aktardı. Yunan basını yaptıkları haberlerle Türk çifte haksızlık yapıldığını ve Midilli Gümrük Müdürü Katarina Apostolidou'nun bu konuda abartılı davranmasına tepki gösterdi.
Yunan basınının yaptığı haberlerle konudan haberdar olan Yunanistan'ın Kuzey Ege Bölgesi Valisi Konstantinos Moutzouris'in de, bizzat kendisinin çabalarıyla gerçekleşen Kapıda Vize uygulaması sonucunda Yunanistan'ın Ege Adaları'na akın eden Türk tatilcilerden ciddi gelir sağladığını ve bu tip abartılı hareketlerin iki ülke arasında diplomatik kriz yaşatabilmesinden endişeli olduğunu belirterek, Midilli Gümrük Müdürü Katarina Apostolidou'ya sert tepki gösterdiği öğrenildi.
(İHA)

Yorum yapın