ZAMAN SU GİBİ AKIP GİDERKEN YETERLİ ZAMANIM YOK DİYENLER
Hepimizin en çok konuştuğu şeylerden biri de zamanın su gibi akıp gitmesi. Aslında 24 saat uzun bir süre ve bu süreyi en iyi şekilde değerlendirmek bizim elimizde. Para harcamaya nasıl dikkat ediyorsak zaman konusunda da aynı hassasiyeti göstererek zamanımızı boşa harcamamalıyız. Yeteri kadar zamanım yok diyenlere gelince sizin zamanınız yok da bizim var mı? Unutmayın herkesin bir günde 24 saati var. Sevdikleriniz için zaman bulun. Daha az uyuyarak daha uzun yaşayın. Hayat kısa deme yerine günde kaç saatinizi boşa harcadığınızı hesaplayın. Önemli bir şeyde randevu saatlerine uymamak. Saat 17.00 de başlayacak bir toplantı en tepedeki yetkili gelmedi diye 1-2 saat sarkabiliyor. Zamanında gelince kimsenin vakti çalınmış olmayacak. Kimse kimsenin zamanını israf etmemeli değil mi?
**Yatak odanıza iki levha asın. Birini sabah, ötekini de akşam okuyun. Sabahleyin, “Bugün ne yapacaktım?” yazısını okumadan çıkmayın. Akşam ise, “Bugün ne yaptım?” yazısını tekrar etmeden ve yaptığınız işlerden dolayı kendinizi hesaba çekmeden yatmayın.
**Bir işi ertelemenin adı olan “yarın” kelimesini takviminizden çıkartın. Çünkü tarih yarının kurbanları ile doludur. O, ihmalcilerin ve beceriksizlerin sevdiği bir sığınaktır. “Bugünün işini yarına bırakmayın.”
**Televizyon programları konusunda seçici olun. Boş programlar izleyip zamanınızı öldürmeyin.
**Ulaşım araçlarında kitap okumayı alışkanlık haline getirin. Kitap okuma günlerine katılın.
**Zamanı geçmişte nasıl ziyan ettiğinizi düşünün ve geleceğinizi buna göre planlayın. Özellikle gençliğinizde zamanı iyi değerlendirin.
**“Yeterli zamanım yok” diye şikâyet edip durmayın. Hayatları boyunca bir ömre sığmayacak eserler veren Mimar Sinan, Pastör, İbn- i Sina, Einstein’ın da günleri 24 saatti.
**Dikkat edin, “boş zaman” kavramı diye bir şey yoktur.
**Zihin yorgunluğu atmak için, her türlü işi gücü bırakıp bir kenarda oturmak gerekmiyor. Değişik zihni ve bedeni faaliyetler, beynimizin değişik kısımları tarafından yönetiliyor. Bundan dolayı, her faaliyet değişikliğinde, beynin bir merkezi üzerindeki yük azalıp, başka bir merkezi daha aktif hâle geçiyor. Böylece ilk merkez dinlenmiş oluyor. (Yani kitap okumaktan yorulduysanız başka etkinlik yaparak dinlenin.)
**Daha az uyuyarak, ömür sermayenizi tasarruflu kullanmaya bakın. Her sabah 30 dakika erken kalkmanız, bir yıl sonra uyanık olduğunuz zaman 7,5 gün, ömrünüze de yaklaşık bir yıl kazandıracaktır. Fakat bunun ön şartı, uğruna uykunuzu feda edebileceğiniz bir ideale sahip olmanızdır. Yani, niçin uyanık kaldığınızın şuurunda olmanız gerekmektedir.
**Hayatınızı (gün, hafta, ay ve yıl olarak) plânlayarak disipline edin. Çünkü plânlı bir hayat, insan ömrünün azamî şekilde verimli kılınması manasına gelir. Medeniyetlerin gelişme şartlarını araştıran sosyologlar, kalkınmış, ileri milletler ile geri kalmış milletler arasındaki en mühim farklardan birinin de “zaman anlayışı” olduğunu tespit etmişlerdir.
Unutmayın, günleri uzatmanın en iyi yollarından biri de, gecelerinizden birkaç saat çalmanızdır.
Yorum yapın