VAH TÜRKİYEM VAH

Bu ülke bu duruma gelecek ülke değildi. Amma geldi! Kendim ettim kendim buldum türküsünü söylemekten başkada çaremiz yok. Kurunun yanında yaşta yanıyor. Bir taraftan videolar gelmeye devam ediyor. Kirli çamaşırlar ortaya dökülüyor. İktidar sessizliğini koruyor. Söylenenlere cevap veren yok. Söylenenleri ya dikkate almıyorlar. Ya da benimsiyorlar. İçişleri bakanı Süleyman Soylunun ne yaptığını anlamak mümkün değil. İki gündür miting yapıyor. Afyonda yaptı oradan Kayseri ye geçti. Orda da miting yaptı. Hep kendi yaptıklarında bahsediyor. Ben buna bir anlam veremedim. Acaba baskın bir seçim mi düşünüyorlar? Çünkü her seçim öncesinde ya petrol bulurlar ya da doğal gaz bulurlar. AKP genel başkanı petrol bulunduğunun müjdesini verdi. Böyle şeyleri hep seçim öncesinde söylerdi. Birde içişleri bakanının miting yapması insanın aklına baskın seçim yapılacağını çağrıştırıyor. Bir iddiada var. AKP milletvekilleri kırsal kesime gidip. Vatandaşlara biz gidersek sizi düşünen olmaz. Gibi söylemlerle milleti yanlarında olmaya çağırıyorlarmış.  Neden kırsal kesimler? Çünkü esnaftan, işçiden, memurdan, emekliden kaçıyorlar. Şimdiye kadar bulunan petroller ve doğalgazlar gerçek olsaydı. Benzine, motorine ve doğalgaza bu kadar zam yapılmazdı. O kadar acayip iddialar var ki? İçişleri bakanı bir siyasetçinin mafyadan 10 bin dolar maaş aldığını söylüyor. Fakat isim vermiyor. Milletvekilleri birbirlerine şüphe ile bakıyor. Bir siyasetçi asgari ücretle vekillik yapmıyor. Dolgun maaş alıyor. Neden bir mafya örgütünden maaş alsın? Süleyman soylu para alındığını söylüyor. İsmi söylemiyor. Meclisteki milletvekilleri zan atında. Meclis başkanı Süleyman soyluya yazılı olarak müracaat ediyor. Bu 10 bin dolar maaş alanı bildirmesini istiyor. Meclis başkanı bakanların üzerinde olan bir makamdır. İçişleri bakanını meclise çağırıp. Bu konuda meclisi bilgilendir demesi gerekmez mi? İçişleri bakanı yurt gezisinde miting yapıyor. Yönetim arasında kopukluk olduğu alenen ortaya çıkıyor.  İktidarın iddialara cevap vermesini bırakın. İktidar kendi arasında dahi birlik ve beraberliği sağlayamıyor. Ülkenin doğasını dahi mahvettiler. Marmara denizi can çekişiyor. Bu Marmara denizi ile ilgili 3 sene önce rapor verilmiş. Şimdi Şehircilik ve çevre bakanı önümüzde ki üç sene içersin de temizleyeceğiz diyor. Uzmanlar Marmara ölüyor acil önlem alınması gerekir diyor. Bakan bey üç sene içerisinde diyor. Biz den önce yeşil alan yoktu deniyor. Halbuki doğayı mahveden iktidarın kendisidir. Kaz dağlarını kim bu hale getirdi. İşte Rize de yaşanan olaylar. Çam ağacını kestirmemek için. Ağaca çıkanlar göz altına alınıyor. Hangi doğayı korudunuz. Yapılan Hesler yüzünde Giresun da meydana gelen doğa olayını yaşamdık mı? İktidar şaşkınlık içerisinde Çiftçiye bir karış boş alan bırakmayı ekin deniyor.
Çiftçiyi tarımdan koparan iktidar değil mi? Köylünün elinde arazi kalmadı ki? Hep yabancılara satıldı. Adam araziyi görmeden tapuyu getir paranı al diyormuş. Bu arazi satışının önünü açan iktidar değil mi? Köylünün nesi kaldı da ekecek? Traktörleri icra tarafından haczedildi. Kimsenin kıpırdayacak yanı kalmadı. Esnaf dükkân kapatıyor. Bu ülke bu duruma gelecek ülke değildi. Amma getirildi. Bu ülkenin kaymağını yiyeler ülkeyi bu hale getirdiler. Millet geçim sıkıntısından inim inim inlerken. Yap işlet modeli ile yapılan tesislere verilen garanti yüzünde milyonlar ödenmedi mi.?  Hayırlı olsun. Diyecek bir şeyimiz yok. Yönetenler öyle laik görmüşler öyle olmuş. Bu ülke çok büyük bir ülkedir. Bunun altında da kalkacaktır. Fakat bu iktidarla olmaz ve olmayacaktır. Saygılarımla.
Türküm, doğruyum. Çalışkanım, ilkem, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir. Ülküm, yükselmek ileri gitmektir. Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe, durmadan yürüyeceğime ant içerim. Varlığım, Türk varlığına armağan olsun.
Türkiye laiktir, laik kalacaktır. Ne mutlu Atatürkçüyüm diyenlere! Ne mutlu cumhuriyetçiyim diyenlere! Ne mutlu Türk milliyetçisiyim diyenlere! Ne mutlu varlığım Türk varlığına armağan olsun diyenlere! Ne mutlu demokratım diyenlere!
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!