Önce deprem bölgesinde neler oluyor? Deprem bölgesinde bir vurdum duymazlık var. Mesela dün olan olayın ne anlama geldiğini anlamak mümkün değil. Bölgenin çadır isteği bir türlü karşılanamadı. Dün Kızılay nerede diye soranlara Cumhurbaşkanı haşlayan bir ifade ile cevap verdi. Kızılay “2500 kişiye yemek veriyor” dedi. Böyle olaylarda Kızılay’ın yemek verdiğini ben ilk defa duydum. Kızılay denince ilk akla gelen çadır oluyordu. Peki çadırlar ne olmuş?  Parayla satılmış! Kızılay ismi gitmiş. Yerine bir ortaklık ismi gelmiş. Ben bu işe akıl erdiremedim.

Kızılay’ın Binali yıldırımın kontrolüne geçtiğini öğrendim. Soyadı Yılmaz olan bir bayanın müdür yardımcısı olduğunu gördüm. Müdür bir erkek ismi. Bazı şeyler meydana çıkmasın diye. Yıldırım soyisim Kamufle edilmiş. Hani derler ya! Minareyi çalan kılıfını da hazırlar. Buda aynı olayı hatırlıyor. Bu kadar zaman geçti deprem bölgesindeki sorunlarda hiçbir gelişme yok. Allah razı olsun. Milletin yardımları ile yardımlar yapılmaya çalışıyor. 

Devlet hastanesi depremde yerle bir oldu.  Bir çadırda hastane görevini yürütmeye çalışıyorlar. Turan Çömez kendi gayreti ile bir geniş yere kendi hastanesini kuruyor. Küçük bir çadırda görev yapan doktorları gelin burası geniş birlikte hastalara bakalım diyor.  Onlarda o küçük çadırdan Çömez’in geniş hastanesinde çalışmaya başlıyorlar. 150 hastaya bakmışlar. Ertesi gün Ankara’dan doktorlara emir geliyor. Bir partili siyasetçinin yanından derhal ayrılacaksınız deniyor. O küçük çadıra geri dönüyorlar.

Bugün oynanan iki maçta seyirciler hükümet istifa sloganı ile stadyumu inletiyorlardı. Beşiktaş maşında türbinlere polis müdahale etmek zorunda kaldı. Bu olaylar bu hafta oynanacak maçlarda da gündeme gelirse. İktidarın işinin çok zora girdiğinin bir göstergesi olacaktır. Üç büyüklerin maçlarında 30- 40 binden seyirci oluyor. Bu az bir seyirci değildir. Bu hafta oynanacak maçları dikkatle izleyeceğim.

Türküm, doğruyum, çalışkanım, İlkem; küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir. Ülkem; yükselmek ileri gitmektir. Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe, durmadan yürüyeceğime ant içerim. Varlığım Türk varlığına armağan olsun. NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!