Geçtiğimiz hafta Mersin'e gittim. Mersin Eylül – Ekim aylarında çok güzel olur. Yazın kavurucu sıcağı yoktur ve denize girebilirsiniz. Bende Mersin’de kısa bir tatilden sonra dönüş yoluna çıktım ve Konya, Ereğli, Afyon ve Kütahya yolunu kullanarak Balıkesir'e varmayı hedefledim.
Kütahya’ya geldiğimde şehrin girişinde trafik kontrolü vardı ve birçok aracın gitmesine izin veren trafik polisi arkadaşlar beni durdurdu ve ehliyetimi istedi. Tabletten sorgulamaya başladı. O sırada diğer görevli memur arkadaş gelerek bana alkol muayenesi yapacağını belirterek hazırladığı alkometreye “üfle” dedi. Üfle, tüm gücünle üfle ve ben bırak değinceye kadar da üflemeye devam et dedi. Üfledim ve polis arkadaş alkollü çıktığımı ve oranın yeterli olmadığı için cezai işlem uygulamayacağını söyledi.
0.50 çıksaymış ehliyetime el konulacak ve cezai işlem yapılacakmış. Ne diyeceğimi şaşırdım. Ben alkol kullanmam bir yanlışlık olmasın dedim. Yanlışlık olması mümkün değilmiş. Biz konuşurken diğer memur arkadaş geldi ve yolda gelirken kolonya kullanıp kullanmadığımı sordu. Bende biraz önce mola verdiğimizi ve moladan sonra da arabada bulunan kolonyayı kullandığımızı anlattım.
Üflediğim de alkol çıkmasının sebebi ellerime ve yüzüme sürdüğüm kolonyanın etkisi imiş. Kişi ıslak mendil veya kolonya kullandığında alkometrenin sonucunu etkiliyormuş. Alkometre alınan alkolü ölçtüğü gibi solunan havadaki alkolü de ölçüyormuş. Bu nedenle kişi hem yüzüne sürdüğü kolonya hem de soluduğu hava promil düzeyini etkiliyormuş.
Benden size tavsiye yolculuk anında sakın ıslak mendil ve kolonya kullanmayın. Özellikle arabanın içinde.
/////
İLGİNÇ BİR DİL YAZISI
Her insan dört ya da beş dil konuşabilme potansiyeliyle doğar. 
Ancak bu dilleri konuşmamız ancak çevremizde de bu dillerin konuşulması ve bizim de bir yolla bu dilleri duyarak algılamamız ve daha sonra öğrenmemiz ile olabilecektir. 
Bu uyarılara maruz kalmazsak normal olarak bu dilleri öğrenemeyiz. Uyarılardan kasıt tüm duyularımızla hissedebileceğimiz her şeydir. Duyduğumuz bir dil, dokunduğumuz bir yüzey, kokladığımız bir koku, bir işi yapmak için gösterdiğimiz çaba, bir işi yaparken birden fazla fonksiyonu bir arada kullanma ihtiyacımız vb. aldığımız farklı uyarılardır.
Çevremizdeki insanlar, eşyalar, hava, ortam, kıyafetlerimiz vb. tüm değişkenler bizim ne kadar sağlıklı ya da sağlıksız uyarı ile karşılaşacağımızın (ya da en başta herhangi bir uyarı ile karşılaşıp karşılaşmayacağımızın) belirleyicileridir.