TEZ ELDEN MAKALE

Ne ironi!
Yükseköğretim kalitesinde dünyanın tüm istatistiklerinde gerileyeduralım ve ilk 500, ilk 1000 üniversite içinde yer alan üniversitelerimiz günden güne eriyip gitsin….
Buna çare olması gereken YÖK,  bakınız tam tersi ne çabalar içinde?
Gündemin yoğunluğunda belki duydunuz belki duymadınız.
YÖK’ün  14 Şubat’ta Hacettepe Üniversitesi yerleşkesinde düzenlediği  “Doktora Öğretiminin İyileştirilmesi Çalıştayı”nın sonuç raporu yayınlanmış.
Ne beklersiniz bu rapordan doğal olarak?
Kaliteyi artırmanın çareleri, buna ilişkin plan ve projeler, buna göre getirilen yeni uygulamalar, hatta zorlaştırıcı ve niteliği artırıcı ek çalışmalar değil mi?..
Yayın sıralamalarında da ne kadar gerilerdeyiz diğer batı ülkelerine göre.
Hatta İran kaç yıl oldu da nasıl solladı bizi yükseköğretimde?
İnsan sırf bu yüzden kalitenin ve niteliğin artması için çalışır di mi?
Ama Türkiye’nin genel modunda var olan liyakatsizlik salgını YÖK’e de bulaşmasa olmazdı…
Bilginin önemi her yerde giderek azalırken kamu kurumlarının nasıl yalpalar hale geldiğini hepimiz görüyor, izliyor ve yaşıyoruz.
Üniversiteler liginde hiç de parlak bir yerimiz olmasa da herhalde YÖK, yüksek öğretim yanında akademik kariyer anlamında da kaliteyi yükseltme görevini bıraktı herhalde, saldım çayıra mevlam kayıra moduna uymasaydı olmazdı, o da uydu.
Neden mi böyle diyoruz; çünkü bakınız o çalıştayın sonuç başlıklarından birinde ne yazıyor:
“Üç adet özgün araştırma makalesinin doktora tezi olarak kabul edilmesi” 
Yani böyle bir şeyi gündemine almış YÖK iyi mi?
Bravo be yav!
Tebrik ederiz.
Çalıştayda konuşan YÖK Başkanı, yükseköğretim kurumlarına başta kalite olmak üzere doktora öğretiminin her sürecinde büyük sorumluluk düştüğünü belirterek doktora öğretiminin sağlayacağı uzmanlaşmaya dikkat çekmiş. Ama devamında da Türkiye’de doktora mezunu öğrenci sayısının uluslararası arenaya göre geri olduğunu ifade etmiş.
Eee…
Doktora mezunu öğrenci sayısı az diye o tarafın da cılkını çıkaracaksınız?
Yani o yüzden mi doktora tezi yerine üç adet araştırma makalesini doktora tezine alternatif bir model olarak gündeminize aldınız?
Acaba hangi aklı başında bir bilim insanı böyle bir basitleştirmeyi  doktora tezine eş tutabilir?
Ülkemizin dağı taşı üniversite dolmuşken, yeterli ve donanımlı öğretim üyesi bulunamazken bir akademisyen açısından en önemli bilimsel çalışma olarak kabul edilebilecek doktora tezinin yerine üç makale getirecek ve doktora mezunu yapacaksınız öğrencileri de, daha sonra üniversitelerdeki öğretim elemanı niteliği ve sayısı yeterli hale gelmiş mi olacak böyle?
Nitekim bu başlık akademi dünyasından da çok tepki aldı.
Ama biliyoruz ki yine tepkiler duyulmayacak, YÖK kafaya koyduysa bu düzenlemeyi hayata geçirecek ve “bir problem etrafında üç adet yayınlanmış araştırma makalesini doktora tezi olarak” kabul edecek.
Böylece doktora mezunu sayısı artırılmış mı olacak?
Nice intihal haberi duyarken…
Nice doktora çalışmalarının paralı yazdırıldığı, tez yazım merkezlerinden pek çok tez çıktığı bilinirken…
Sorunları önce bunların üzerine giderek azaltmaya çalışmak yerine…
Olaya bakınız…
Doktora eğitiminin de cılkı çıkma yolunda...
Tez elden 3 makale…
Kaptın geldin akademik doktorluğu…
Öyle mi?  
Yazıktır ülkenin geleceğine…. Geleceğe dair ne kaldıysa elimizde!