TEDBİR YİNE TEDBİR

Hayatta dikkat edeceğimiz en önemli konulardan biriside tedbir almaktır. Tedbir bir yerde şarttır. Hani diyoruz ya? Olmazsa olmazımız diyoruz. İşte tedbirde hayatımızda olmazsa olmazımızdır. Önemsiz gibi görün bir olaya Peygamber efendimizin verdiği cevap.  Hazreti Ömer hazretleri Peygamber efendimize. Ya Resulallah ben devemi bağlamadan yatsam olur mu diye soruyor? Peygamber efendimiz, ya Ömer deveni bağla tedbirini al. Ondan sonra Allaha tevekkül ol der. Peygamber efendimiz dahi hazreti Ömer hazretlerine tedbir almasını emrediyor. Hayatta iki türlü ölüm vardır. Eceli ile ölüm, birde eceli kaza ile meydana gelen ölümdür. Eceli kaza ile ölüm tedbir alınmadan meydana gelen kazalarda meydana gelen vefat olaylarıdır. Seneler önce İstanbul Ankara arasındaki demir yolunda pamuk ova mevkiinde hızlı tren kazası oldu. 38 vatandaşımız hayatını kaybetti. Bunların vefatı eceli kazadır. Nedenine gelince? Bu hat elektrikli tren hattı idi. Hızlı treni bu hatta kullanmak için. Demir yolunu o hızlı trene göre ray döşenmesi gerekirdi. Normal tren hattında hızlı tren kullanılamaz. Ona göre ray döşenmesi gerekir. İşte o hızlı trene göre tedbir alınmadığı için. Bu kaza meydana gelmiş ve 38 vatandaşımız eceli kaza ile vefat etmişlerdir. Bu kazanın sorumluları bu raylarda hızlı trene izin verenlerdir. Fakat iki makiniste suç yüklendi. Bu iki makinistin o normal tren hattında hızlı tren kullanma yetkisi yoktur. Emri veren veya verenler bu kazanın sorumlusu olması gerekirken. İki makinist cezalandırıldı.  Trakya da ki tren kazasında yol kontrolu yapılsaydı o dere yatağın da ki arıza görülürdü. Buda bir tedbirsizlik kazası olarak tarih sayfalarına geçmiştir. Tedbir yetkili kişiler tarafından alınır. Gelelim şu Amasra maden ocağında ki kazaya. Burada söylenenlere bakıldığında ve sayıştayın raporundaki söyleme ile birleştirildiğinde bu kaza bağıra, bağıra ben geliyorum demiş. Teknolojinin bu kadar gelişmiş olmasına rağmen bu kazanın geleceği çözülememiş ise bir yerde bir yanlışlık var denektir. İnternet kullanarak ocağın her yerinde ki gaz seviyesi ölçüle bilinir. Hadi bunu masraf olmasın diye yapılmıyorsa. İşçiler ocağa inmeden önce iki görevli cihazlarını alır. Ocağın gaz durumunu ölçerler. Normalin üzerinde ise işçiler ocağa indirilmez. Vefat edenlerin ailelerinin söylediklerine bakıldığında gaz seviyesinin yüksek olduğu anlaşılıyor. Hayatın kaybedenlerin birisinin eşi gaz kokusu var demiş. Sayışta 300 metrenin altında tehlike var demiş. Bu işlerin fıtratın bunlar var demek işin kolayına kaçmaktır. Hiçbir işin içerisinde fıtrat olayı yoktur. Kazaların %90nı tedbirsizlikten kaynaklanır.  Bu maden ocağında hayatlarını kaybedenler. Eceli kaza ile hayatlarını kaybetmişlerdir. Burada hayatlarını kaybedenlerin ruhları şad mekanları cennet olsun. Ailelerinin başları sağ osun. Allah sabırlar versin. Cennette buluşmayı nasip etsin. Bu maden ocağı kazaları çok oldu. İşin fıtratında var deniliyor. Başka ülkelerde fıtratında olmuyor da bizim ülkemizden neden oluyor? Kaç tane maden ocağı vakası yaşadık. O kadar can kaybımız oldu. Şu somada olan kazanın senelerdir sonuçlanmaması bile insanı hayrete sevk ediyor. İki gündür ülke karalar bağlıyor. Kimsenin umurunda değil. O hayatlarını kaybedenlerin ailelerini gördükçe içim yanıyor. Hele bir küçük kız çocuğu babasın fotoğrafını eline almış. Tabutun başında babam burada diye fotoğrafını gösteriyor. İnsanın gözyaşını tutması mümkün değil. Allah başka acılar göstermesin. Hakikaten iki gündür gözümüzün yaşı hiç dinmedi. Allah’ım o yetim kalan çocuklardan şefkati esirgemesin. Allah ülkemize böyle acılar göstermesin. Tedbirsiz iş yapma alışkanlığını bırakalım. Bana bir şey olmaz demeyin. Allah kimseye acılı günler göstermesin. Saygılarımla.
 Türküm, doğruyum, çalışkanım, ilkem; küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu milletimi, özümden çok sevmektir. Ülküm; yükselmek ileri gitmektir.  Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe, durmadan yürüyeceğime ant içerim. Varlığım, Türk varlığına armağan olsun. NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!