TARIMA DİKKAT
Tarımda çalışanlarımızın oranı %6-7 civarında. Bu oran da kaybedilecek gibi görünüyor. Bu kanıya nereden vardınız? Diyebilirsiniz! Köyde tarımla uğraşan bir dostum var. Kendisini uzun senelerdir tanırım. Geçtiğimiz hafta beni ziyarete geldi. Sohbet ederken olay döndü dolaştı tarıma geldi. 30 dönüm arazim var. Bu sene ekmeyeceğim dedi. Sebebini sordum. Gelirim giderlerimi karşılamıyor dedi. Geçen sene iyi kötü idare ettik. Fakat bu sene bu zamların altından kalkmak mümkün değil dedi. Şöyle fiyatlara bir bakıyorsun. Geçen seneye göre girdiler epey artı. Onu için artık 30 dönüm arazimi ekmeyeceğim diyor. Bir ülkenin tarımından ekonomiye katkı gelmezse o ülkenin ekonomisi açık vermeye mahkumdur. 2002’den önce ekonomiye tarımdan katkı geliyordu. Şimdi tarım ekonomiye yük olmaya başladı. Tarımdan sorumlu Bekir Pakdemirli ye bakarsanız Türkiye tarım ve hayvancılıkta Avrupa birincisi diyor. Bir söylem vardır. Böyle diyenlere ya dayak yememiş. Ya da hesap bilmiyor derler. Çiftçi borç içerisinde kıvrandığını söylüyor. Bakan bey çiftçinin borcu yok diyor. Çiftçinin traktörüne icra haciz koymuş. Bankalar çiftçinin mallarına haciz konmuş. Bakan beye göre çiftçinin borcu yok. Birde çok enteresan bir şey söylüyor. Bizim çiftçiye yaptıklarımızla ile 4 sene idare ederler diyor. Milletin aklı ile dalga geçtiği gibi çiftçilerle de alay ediyor. Bakanın bu söylemleri ile çiftçinin refaha kavuşması mümkün değildir. Tarımdan anlayan bir bakan atanmalıdır. Ve tarıma sahip çıkılmalıdır. Bu %6-7 oranını mutlaka korumalı ve bu oranı daha yukarılara çıkarılmalıdır. Bu %6-7 oranını korumaya mecburuz. Şayet bu oranı daha da aşağıya düşürürsek. Tarımın ekonomiye katkıda bulunmasını beklemek hayal olur. Yalnız bu tarım bakanı ile tarımın ayağa kalkması mümkün değildir. Tarımdan anlayan bir bakanın atanması gerekir. Tarımda çalışan bu %6-7 oranını mutlaka yukarılara çıkarmak zorundayız. Önümüzdeki senelerde tarım çok önemli duruma gelecektir. İklimlerin değişlik göstermesi tarımı etkileyecektir. Onun için bunun önemini almak gerekir. Tarım alanları mutlaka koruma altına alınmalıdır. Tarım alanlarına imar izni verilmemelidir. Gölet ve dereler ıslah edilmelidir. Sulama tesislerini modern duruna getirilmelidir. Su kayıpları önlenmelidir. Sulanır arazileri artırılmalıdır. Devlet tarım alanlarına imar izin vermemelidir. Kendisi de tarım alanlarına tesis yapmamalıdır. Doğa mutlaka korunmalıdır. Orman alanları imara açılmamalıdır. Orman alanları koruma altına alınmalı ve orman alanlarına hiçbir surette imar izni verilmemelidir. Orman yangınlarından mutlaka ders alınmalı ona göre önlemler alınmalıdır. Tekrar söylüyorum. Tarıma mutlaka önem verilmelidir. Saygılarımla.
Türküm, doğruyum, çalışkanım, ilkem, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi, özümden çok sevmektir. Ülküm, yükselmek ileri gitmektir. Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe, durmadan yürüyeceğime ant içerim. Varlığım, Türk varlığına armağan olsun.
Türkiye laiktir, laik kalacaktır. Ne mutlu Atatürkçüyüm diyenlere! Ne mutlu cumhuriyetçiyim diyenlere! Ne mutlu Türk milliyetçisiyim diyenlere! Ne mutlu varlığım Türk varlığına armağan olsun diyenlere! Ne mutlu demokratım diyenlere! NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!
Yorum yapın