Rusya ile Ukrayna arasındaki bu tatsız olay nedeni ile. Tarımda bilhassa buğday konusunda tedbir alınmalıdır. Bu sene geçti.  Çünkü ekim ayında ekim işlemleri tamamlandı.  Fakat tarım girdilerine yapılan zamlar nedeni ile. Bu sene ekili alanların düşük olacağı kanısındayım. Ne tekim konuştuğum bir çiftçi dostum. 30 dönüm arazim var. Bu sene ekmeyeceğim dedi.  Onun için önümüzdeki senenin hazırlığına şimdiden başlanmalıdır. Ülke olarak Rusya ve Ukrayna’dan buğday alıyorduk. Bu iki ülke arasında yaşanan tatsız olay bizim buğday ihtiyacımızın karşılanmasını etkileye bilir. Onun için şimdiden bunun tedbirini almamız gerekir. Tarımda küstürdüğümüz çiftçileri geri kazanmalıyız. Tarıma önem vermemek zaten yanlış bir olaydı. Bir ülkenin tarımından ekonomisine destek gelmezse o ülkenin ekonomisinin iyi olması mümkün değildir. Tarımın olmaması aynı zamanda hayvancılığı da etkiler. Arpa buğday ekimi olmayınca samanı neden yapacaksın? Kaç senedir dışarıdan saman alıyoruz. Sebep tarıma önem vermemektir. 2002 senesinden beri nereden nereye geldiğimizin göstergesine tarımda dahildir. Çünkü tarımda kendi kendine yetebile 7 ülkeden birisi idik. Şimdi geldiğimiz duruma bakacak olursak.  Tarım ürünlerini A dan Z ye dışarıdan alıyoruz. Zamanında mercimek ihracı yaptığımız Kanada’dan. Şimdi mercimek ithalatı yapıyoruz.  Buğday durumumuz iyi değil. Ukrayna ve Rusya’dan buğday alıyorduk. Bu ortaya çıkan olay bizim buğday ihtiyacımızı karşılanamayacak duruma getirebilir. Onun için şimdiden gelecek senenin yatırımını yapmamız gerekiyor. Küstürdüğümüz ve tarımdan kopardığımız çiftçilerimizi tekrar tarıma döndürmek için. Ne yapılması gerekiyorsa yapılmalıdır. Yabancı ülkelerin çiftçileri bizim sayemizden ayakta kalıyor olabilirler. Çiftçimizi bitirmek için elimizden ne geliyorsa yapıyoruz. Bunun altında yandaşı zengin etmek var mıdır? Onu bilmiyoruz. Ne zaman bizim çiftçimiz hasatta başlasa. Gümrükte gümrük vergisi geçici bir süre için sıfırlanıyor. Buda bizim çiftçimizin aleyhine oluyor. Bu küstürdüğümüz çiftçileri kazanmanın tek bir yolu var. Çiftçin tohumunu vermek. Kullandığı traktörünün mazotunun yarısını vermek. Gübre fiyatlarını düşürmek. Elektrik ve su faturalarının yarısını almamak. İlaç dışarıdan gelmiyorsa KDV sini almamak gibi destek verilmelidir. Ukrayna ve Rusya dan buğday alamayacak olursak? Başka ülkelerden daha pahalıya buğday alırız. Onun için önümüzdeki sene için. Buğday üretimine önem vermemiz gerekir. Bunun yolda küstürülenlerin geri kazanması ile mümkündür. Buğday üreticisine mutlaka destek verilmelidir. Ekmeği ucuz yemek istiyorsak. Mutlaka buğday üretimini desteklemek gerekir.  Bu iktidar sayesinde tarımda çalışanların oranı %6-7 civarına düşürüldü.  Bunların oranını dahi burada tutamıyoruz. Bu sene bu oran nereye düştü belli değil.  Tarımda çalışanları oranının yükseltilmesi için gerekli tedbirler alınmalıdır. Eski Türkiye dedikleri dönemde tarımda kendi kendimize yetebiliyorduk. Yeni Türkiye de her şey var. Daha düne gelene kadar gaz lambaları kullanılıyorduk. AKP sayesinde elektrik kullanıyoruz. Az söyleyin uz söyleyin inanılacak bir şey söyleyin. Ben kazamda elektrik ile 12 -13 yaşlarında tanıştım buda 70 sene önce demektir. Elektriği biz getirdik diyenler. Hayatta yokken ben elektrik ile tanışmışım. Buğday üretiminin mutlaka artırılması gerekiyor. Gelecek senelerde buğday sıkıntısı çekeceğiz. Ben geliyorum diye bağıra bağıra gelecek. Durum bunu gösteriyor. Hiçbir şeyde ileri doğru gidemiyoruz. Hep geri geri gidiyoruz. Sanki geri vitesinde unutulmuş araba gibiyiz. Bu buğday meselesin çok önemli bir hale geldi. Saygılarımla.
Türküm, doğruyum, çalışkanım, ilkem, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir. Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe, durmadan yürüyeceğime ant içerim. Varlığım, Türk varlığına armağan olsun. 
Türkiye laiktir, laik kalacaktır. Ne mutlu Atatürkçüyüm diyenlere! Ne mutlu cumhuriyetçiyim diyenlere! Ne mutlu Türk milliyetçisiyim diyenlere! Ne mutlu varlığım Türk varlığına armağan olsun diyenlere!  Ne mutlu demokratım diyenlere! NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!