ŞİFA FORMÜLÜ

Cumhurbaşkanımız şifa formülü veriyor. Manda yoğurdunun içine Medine hurması, kestane balı ve yulaf ezmesi koyup yediğini ve çok şifalı olduğunu söylüyor. Vatandaşlara tavsiye ediyor. Bu ülkede milyonlarca kişi ekmek bulmakta sıkıntı yaşıyor. Yağmurda dahi ucuz ekmek kuyruğunda saatlerce bekliyor. Zenginler dünyada aç yok sanırmış. Fakirlerde dünyada ekmek kıtlığı olduğunu söylermiş. Manda yoğurdunun kilosu 45,90 lira. Medine hurmasının kilosu 220 lira. Kestane balının kilosu 345 liracık. Yulaf ezmesinin kilosu 44,95 lira bunları alıp da yiyecek kişinin geliri en az 50-60 bin lira olmalıdır. Bir defa bu makamlar da olan birilerinin yediklerini söylemesinin hiç gereği yoktur. Bu makamlar da olanların bazı olayları gizlemesi gerekir. Bu olayı anlatmasının hiçbir gereği yoktur. Bunları alıp yiyecek olanda var. Alamayacak olanda var. Vatandaşlar tarafında tasvip edilmeyecek bir olay yapılmıştır. Şu günlerde milletin geçim sıkıntısında dolayı canı burnunda iken bu olay olmamalı idi. Alıp yediği simit olsaydı! Takdir edilirdi. Fakat milletin bazılarının ulaşamayacağı bir şey olunca çok anlamsız olmuştur. Yokluk çekenleri öfkelendirmiş dahi olabilir. Verdiği bu şifa formülünü çok kişi tasvip etmemiştir. Bu makamlarda olanların hiç birisinden böyle bir şey duymadım. Elbette bunu kötü bir niyetle anlatmış değildir. Belki orada bulunanlarda birisi böyle bir şey anlatmış da olabilir. Ne ise olan olmuş söyleyecek bir sözümüz yok. Fakiri çok olan bir ülkede böyle olaylar hemen göze batar. Afiyet olsun! Şifa niyetine hazırlayıp yemiş olabilir. Belki bu tavsiyeden sonra. Şifa için malzemelerini bulmaya çalışanlar bile vardır. 
 Biliyorsunuz beşli bir şirketler topluluğu var. İktidarın emrinde olan. Ve devletin bütün işlerini bu beşli şirketler topluluğu yapıyor. Bu beşli şirketler topluluğu beşli çete gurubu olarak anılıyor.  Şimdi meclise bu beşli şirketin. Onurunu korumak için kanun teklifi getirmişler. Beşli çete söylemimden rahatsız oluyorlarmış. Her halde çete kelimesinden rahatsız olmuşlar. Zannedersem bu beşli çete yakıştırmasından iktidarda rahatsız olmuş. Bu beşli çete söyleminden rahatsız olanlar. Milletin anasına küfür ederken kimsenin sesi çıkmadı. Böyle bir küfür eden şirkete iş bile verilmez. Amma gelin görün ki? Bu milletin anasına küfür edenleri iktidar baş tacı yaptı. Bunlara vergi affı dahi çıkarıldı. İktidarın yanında milletin lafımı olur? Önemli olan bu beşli çetedir. Onlara bir şey olmasın da. Millet ne olursa olsun. Bu beşli şirketle gurubuna. Nasıl olursa olsun hakaret edilmesi iktidar tarafından önlenmeye çalışılıyor. Zaten böyle milletin anasına küfreden birilerine iş dahi vermemesi gerekirken. İş verildiğini bırakın. Onların onuruna dokunacak kelimenin kullanılması dahi engellenmeye çalışılıyor. Anlaşılan çete sözcüğünden rahatsız oldular. Fakat şimdiye kadar bu konu gündeme gelmedi de? Şimdi neden gündeme geldi?  Bu beşli şirketi maddi manevi koruma altına almaya çalışıyorlar. Altından başka bir şey çıkıp çıkmayacağı zaman içinde belli olacak. Bu beşli şirket koruma altına alınacaktır. Saygılarımla.
Türküm, doğruyum, çalışkanım, ilkem; Küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi, özümden çok sevmektir. Ülküm, yükselmek ileri gitmektir. Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe, durmadan yürüyeceğime ant içerim. Varlığım; Türk varlığına armağan olsun. 
Türkiye laiktir, laik kalacaktır. Ne mutlu Atatürkçüyüm diyenlere! Ne mutlu cumhuriyetçiyim diyenlere! Ne mutlu Türk milliyetçisiyim diyenlere! Ne mutlu varlığım Türk varlığına armağan olsun diyenlere! Ne mutlu demokratım diyenlere! NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!