SENETLİ KÖLELİK
Senetli kölelik, özellikle gençlerin Yeni Dünya'ya geçiş karşılığında belirli bir süre, bir işveren için çalışmak zorunda olduğu çalışma rejimiydi. Başta Kuzey Amerika olmak üzere 18. yüzyılda Britanya İmparatorluğu sömürgelerinde çok yaygındı. Britanya ve Almanya'daki yoksul gençler için bir fırsat olarak değerlendirilmiştir.
Belirli bir süre zorunlu çalışmanın ardından kişi istediği yerde çalışma hakkını kazanabiliyordu. İşyeri sahibi patron gençleri geldikleri gemi kaptanından satın almaktaydı. Gelişen imalat sanayisinin yanı sıra çiftliklerde yoğun bir işgücü talebi bulunmaktaydı. Her iki taraf da sözleşmenin şartlarını yerini getirmekle sorumluydu, bu konuda Amerikan mahkemeleri yetkiliydi. İşyerinden kaçanlar yakalanıp geri getirilirdi.
17 ve 18. yüzyılda Amerikan sömürgelerine gelen beyazların neredeyse yarısı bu şekilde senetli köleydi. İngiltere ve Fransa çocuk yaşta yoksul gençleri kaçırıp Karayipler’de senetli köle olarak satan suç örgütleri mevcuttu, sözleşmeleri alınıp satılarak sürekli el değiştiren bu çocukların bazıları özgürlüklerine hiç kavuşamazdı.
1948 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirisi'nin 4. maddesinde hiçbir insanın köle olamayacağı veya zorla çalıştırılamayacağı; kölelik ve köle ticaretinin her şeklinin engelleneceği yazar. Uluslararası yasalarda yasa dışı olsa da senetli kölelik benzeri uygulamaların yasa dışı olması ancak ulusal mahkemelerce tespit edilebilmektedir.
/////
HAYAT – ÖMÜR BİTİNCE
Sıram gelip hayat bitince bu elmanın yarısı olmayacak! “Kayahan”
Fırın küreği tam düzeldiğinde ekmek yapacak hamur bitermiş. İnsan işinin tam düzeldiğinde, ne yazık ki ömür bitermiş... Dünyayı idare etmeye çalışma, bırak dünya kendi kendini idare etsin, sen de kendi dünyanı idare etmeyi öğren! Yaşamak adına hayatı biriktirip, ömrünü erteleme.
Bir ömür geldi geçti
Her şey boş her şey yalan
Var mı bu dünyada
Ebedi baki kalan
Ömür dediğin nedir
Dalda kuru bir yaprak
Bin senede yaşasak
Son durak kara toprak
“Söz - Müzik: Abdullah Karaman”
Ömür dediğin üç gündür; dün geldi geçti, yarın meçhuldür. O halde ömür dediğin bir gündür; o da bugündür. “Can Yücel”
Bak geldi geçti ömür
Aşk'ı sevdayı beklerken
Bak gelip, geçti ömür
Üzümün sapı
Armudun çöpünü sorun edip
Dağılıp,gitti gönül “Kamil Söylemez”
Ölüm Dediğin Nedir?
Bir ömür geldi geçti
Her şey boş her şey yalan
Var mı bu dünyada
Ebedi baki kalan “Sinan Özen”
Yorum yapın