ŞEMSİYEYİ KİM BULDU?
Şemsiye (umbrella), yağmurdan, güneşten korunmak için kullanılan, bir sapın üzerinde bulunan esnek tellere gerilmiş, açılıp kapanabilen, su geçirmez kumaştan yapılmış, taşınabilir eşyaların genel adıdır. Hem erkekler hem de kadınlar için gerekli bir aksesuardır. Şemsiyeler renk, boyut, tarz ve fiyat olarak çeşitlilik gösterir ve moda ve pratik amaçlar için kullanılabilir.
Şemsiye Tarihi
İlk kez Mezopotamya'da kullanılmış olan şemsiye'nin, M.Ö. 1200 yıllarında Antik Mısır'da güneşten korunma amacıyla kullanıldığı bilinmektedir. Büyüklükleri günümüzdeki normal şemsiyelere göre oldukça büyüktü ve palmiye yaprakları veya tüylerinden yapılmıştı. Güneş şemsiyeleri taşıyıcıları tarafından efendilerini veya devlet büyüklerini gölgelemek için tutuldu. Antik Çin'de şemsiyeler mumlu veya laklanmış kağıt ve bambudan yapılmış ve insanları yağmurdan korumak için kullanılmıştır.
Sonraları Eski Roma'da görülen şemsiye, yaprak ve papirüslerin kullanımıyla Yunanlılarda da görülmüştür. Şemsiye'nin yağmura karşı ilk kez Çin'de kullanıldığı Çinliler tarafından da iddia edilmektedir fakat bu konudaki bilgiler güvenilir kaynaklar da desteklenmemektedir. 16 ncı yüzyılın başlarına gelindiğinde şemsiyenin bir hizmetkârın yardımı olmadan taşınabilecek kadar yeterince küçük olduğu için, Avrupa'da bir moda aksesuarı haline gelmiştir.
Parisli bir üretici ilk açılabilir şemsiyeyi yapmış ve reklamlarında da kadını süslü şemsiyesiyle, erkeği ise elinde süsten yoksun baston gibi duran şemsiyeyle resmetmiştir. 18 nci yüzyılda şemsiye fiyatları epeyce yükselmiş ve şemsiyelerde kiralama yoluna gidilmiştir. Kilise, kahve, kulüplerde kiralık şemsiyeler bulunurken 18 nci yüzyıl aynı zamanda erkeklerin şemsiye kullanmasını da beraberinde getirmiştir. İngiliz gezgin Jonas Hanway, 1750 yılında Londra'ya dönmüş ve gezilerinde kazandığı alışkanlıkla Londra'da şemsiyeyle sokağa çıkan ilk erkek olmuştur.
30 yıl kadar sonra ise şemsiyesi olmayanlar kınanmaya başlanmış ve dayanıklı şemsiyelerin üretimine geçilmiştir. 1830 yılında Londra'da James Smith and Sons şirketinde üretimine başlanan şemsiyelerin saplarının yapımında balina kemiği ve ahşap tercih edilirken, 1852'de Samuel Fox adlı bir üretici şemsiyelerde çelik tel kullanımını başlatmıştır.
Türkiye'de ise ilk örnekler yurtdışından getirilen şemsiye modelleriyle başlamıştır. 1882 yılında İstanbul'da yaşayan bir İngiliz'in Robenson Şemsiye'yi kurmasıyla yerli şemsiyeler üretilmeye başlanmıştır. Şemsiyeler, güneşten korunma amacıyla günümüzde belli bölgeler dışında nadiren kullanılır ancak şemsiyenin yağmurlu havaya karşı faydalı bir koruyucu cihaz olmaya tüm dünyada devam ettiği söylenebilir.
Yorum yapın