Selamlaşma Üzerine

Çok değerli bir ibadet olan Selamlaşmayı Yaymak hayatı yaşamaktaki öncelikli düsturumuz olsun diliyorum... Zaten buna davet de edilmekteyiz Yaradanımız Yüce Mevlamız Zatınca...

Selam deyin, merhaba deyin... Hiç fark etmez... Yeter ki, Sevgiye Aşık duygularla demiş olun...  Bu hepimize ziyadesiyle yeter... O vakit göreceksiniz karşılıklı yansıyan aynalardaki gibi,  sevgiler çığ gibi sonsuzda aşkla sarılırken..., tüm sıkıntılar, tüm dertler, tüm eksiklikler ihtiyacı olan kudrete, merheme erişmiş olacaktır... Selam gönüldeki güzelliği, alemdeki her yakaya hakim kılacak bir aşkla yaymaktır...  O selamınızla siz,  artık hakkın sevgisine olan mazhariyetle alemlerin her zerresinde tecelli etmektesiniz anlamıyla da ödüllendirilmektesinizdir ki arifseniz bununla müjdelenmekte olduğunuzu da muhakkak ki göreceksiniz...

Tanıdığım tanımadığım her insanoğlu selamlaşmayı, selam alıp selam vermeyi muhakkak ki hak ediyor, meğer ki buna gönüllerinde yer ayırmış olsunlar... Nihayet hepimiz aynı gezegenin sosyal varlıklarıyız... Kaldı ki iman ettiğim inancım dairesince, yaradılışımızı murad etmiş Yüce Allah'ın buna daveti, tavsiyesi de varken.... Rastladığım her varlığı; selam mealindeki lisan üzere, bazen bir tebessümle, bazen haykırarak coşkulu bir seslenişle, bazen bir baş hareketinde sağlanan göz temasındaki samimi içten bir bakışla, hatta bazen de sadece yüreklerin anlayacağı sezgilerde algılanan bir sıcak gönül sesiyle merhaba , ya da selam derken karşılamayı vazife edinmekten derin mutluluklar duymaya alıştırmışımdır kendimi.... Hatta gönül derinliklerimden..., ağaca, toprağa, yağmura, dağa, denize, güneşe, aya, göklere semaya..., bazen de, geçerken bir mezarlık yanından..., orada istirahat halindekileri de, selamlamayı ihmal etmemeli gerçek bir insan.., diye düşünürüm hep...
İnanın bu ahval üzere yaşayabilmek, daha yaşanılır kılmaktadır şu kısacık ömrü hayatı... Bir anlamda da zaman içinde zamanlar yaratılmasından nasibimizi de almamıza vesile olmakla, uzatmaktadır hayatı..., açarken, ebede yol veren o görkemli muhteşem kapıları...; hayatı mutlu yaşattığı gibi.., ölüme bile tebessümle gidebilme yürekliliğini de kazandırırken...!

Selam Arkadaşlar... Merhaba Arkadaşlar... Allah'ın Selamına mazhar olasınız inşallah Sevgili dost arkadaşlar....!!!

بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

فَاِذَا دَخَلْتُمْ بُيُوتاً فَسَلِّمُوا عَلٰٓى اَنْفُسِكُمْ تَحِيَّةً مِنْ عِنْدِ اللّٰهِ مُبَارَكَةً

“Evlere girdiğiniz zaman, Allah tarafından mübarek ve güzel bir yaşama dileği olarak kendinize (birbirinize) selâm verin.”

(Nûr, 24/61)

Tanıdığım tanımadığım her insanoğlu selamlaşmayı, selam alıp selam vermeyi muhakkak ki hak ediyor, meğer ki buna gönüllerinde yer ayırmış olsunlar... Nihayet hepimiz aynı gezegenin sosyal varlıklarıyız... Kaldı ki iman ettiğim inancım dairesince, yaradılışımızı murad etmiş Yüce Allah'ın buna daveti, tavsiyesi de varken.... Rastladığım her varlığı; selam mealindeki lisan üzere, bazen bir tebessümle, bazen haykırarak coşkulu bir seslenişle, bazen bir baş hareketinde sağlanan göz temasındaki samimi içten bir bakışla, hatta bazen de sadece yüreklerin anlayacağı sezgilerde algılanan bir sıcak gönül sesiyle merhaba , ya da selam derken karşılamayı vazife edinmekten derin mutluluklar duymaya alıştırmışımdır kendimi.... Hatta gönül derinliklerimden..., ağaca, toprağa, yağmura, dağa, denize, güneşe, aya, göklere semaya..., bazen de,  geçerken bir mezarlık yanından..., orada istirahat halindekileri de, selamlamayı ihmal etmemeli gerçek bir insan...
İnanın bu ahval üzere yaşayabilmek, daha yaşanılır kılmaktadır şu kısacık ömrü hayatı... Bir anlamda da zaman içinde zamanlar yaratılmasından nasibimizi de almamıza vesile olmakla,  uzatmaktadır hayatı..., açarken,  ebede yol veren o görkemli muhteşem kapıları...; hayatı mutlu yaşattığı gibi.., ölüme bile tebessümle gidebilme yürekliliğini de kazandırırken...!