RAMAZANINIZ MÜBAREK OLSUN

 

Ramazan orucu farz ibadetlerden birisidir. Kuranda orucun farz kılındığını bildiren ayetlerin meali şöyledir. Ey iman edenler. Sizden öncekilere farz kılındığı gibi sakınasınız diye size de sayılı günlerde oruç farz kılınmıştır. Oruç kimlere farzdır. Özgülük şarttı! Ergenlik çağına gelmiş olmak gerekir. Akılı yerin de olmalıdır. Seferi durumda olanlar oruçtan muaftır.  Bu durumlarda olanlar tutamadığı oruçlarını müsait olduklarında tutabilirler. Günümüzde başkalarının işlerinde çalışanlar bulunmaktadır. İşverenin rızası olmadan oruç tutamazsınız. Askersiniz komutanınızın izni olmadan oruç tutamazsınız. Çalıştığınız yerin amirinden izin almak gerekiyor. Seferi durumda orucunuzu terk edebilirsiniz. Mazeretten dolayı tutamadığınız orucu günü kadar tuta bilirsiniz. Bilerek ve isteyerek bozulan orunun kefaleti 60 gündür. Orucu bozan şeyler. Vücuda giren şeyler orucu bozar. Vücuttan çıkanlarda abdesti bozar.  Oruçlu olduğunuzu unuttunuz. Bir şey yiyorsunuz veya içiyorsunuz. Hatırladığınız an hemen ağzınızdakini. Çıkarıp ağzınızı çalkalarsanız orucunuz bozulmaz. Fakat her şeye o günkü orucunuzdan emin değilseniz.  Yerine müsait olduğunuz bir zamanda oruç tutabilirsiniz. Fakat bir şey yerken oruçlu olduğunuzu hatırlamanıza rağmen yemeye ve içmeye devan ederseniz kefaret olarak 60 gün oruç tutmanız gerekir.  Allah’ın hiç kimsenin aç kalmasına ihtiyacı yoktur. Oruç organlarımızın dinlenmesi için tutulur. Bir gün bir arkadaşım bana oruç tutuyorsun. Cebine faydası oluyor mu dedi. Daha masraflı oluyor dediğimde. O zaman neden tutuyorsun dedi. Manevi olarak rahatlıyorum. İkincisi organlarım rahatlıyor dedim. Eskiden ramazanda hiç açık lokanta bulunmazdı. Açık olanda camların perde ile kapatırdı. Bazı kişiler açık olan lokantayı ikaz ederdi. Size bir anım anlatayım. 90’lı senelerde ben İstanbul da bir şirketin satış müdürlüğünü yaptım. Her cumartesi Balıkesir’e gelirdim. Bir ramazanda yine Balıkesir’e gelirken iftar saatinde araba devamlı mola verdiği yere girdi. Arabada 4 yabancı vardı. Birlikte uzun bir masaya oturduk. Oruçlu olduğumuz için iftar saatini bekliyoruz. Oruç olamayan yolcular yemek yemeye başladı. Fakat o 4 yabancı oruç olmamalarına rağmen iftar saati gelene kadar beklediler. Ben siz buyurun yiyin dedim. Olmaz oruca saygısızlık olur dediler. Bizim vatandaşlar hemen yemeye başladı. Biz manevi değerlerimize nezaketsizliği düşünmüyoruz bile.  Artık o günler eski Türkiye de kaldı.  Kelimeyi şahadet getiren herkes Müslümandır. İslam’ın 5 şartını yerine getiren Kâmil mümindir.  Bana göre İslam’ın şartı birdir. Kelimeyi şehadetti herkes getiriyor. Namazla orucu bizler unuttuk. Zenginlerde zekât ile haccı unuttu.  Geriye bir kelimeyi şahadet kaldı.   Eski Türkiye de böyle şeyler yoktu. Manevi ve dini değerlerimize değer veriliyordu. Saygı duyulurdu! Eski Türkiye de devlet kurumlarda saygınlık vardı. İlk okulda Kızılay’a yardım ederdik. Çünkü Kızılay yardım eden bir kuruluştu. Bu ülkeye ne oldu? Böyle olayları kınıyorum. Cumhurbaşkanı deprem bölgesine gelirken. Deprem bölgesinde Ankara Belediyesinin kurduğu çadırlar söktürülüyor. Bu ne demek? Yazıklar olsun. Hakikaten ağlanacak halimize gülüyoruz. Bu ülkeyi böyle ayrıştıranlara yazıklar olsun. Elele, gönül, Gönül’e olmak varken. Bu ayrıştırılmak nedir? Bu ülke bize atalarımızın armağanıdır. Bu ülkeyi korumak bizlerin görevidir. Sonra bu ülkeyi bize emanet edenlere öbür tarafta hesabını veremeyiz. Orada toplu iğnenin hesabını bile soracaklar. Orada kulların yapığı kurallar yok. İlahi adalet var. Torpil yok! Avukat yok. Kendinizi öbür tarafa ona göre hazırlayın. Konu nereden nereye geldi. Saygılarımla.

VNE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!