RAMAZANIN SON GÜNLERİ

Ramazanın son günlerine geldik. Günler rüzgâr gibi geçiyor, su gibi akıyor. Sevilen bir şeyden ayrılınca, insan üzülüyor ve bir mahzunluk çöküyor. Bildiğiniz gibi Ramazan, bir zaman dilimi; gündüzlü, geceli, yirmi dokuz - otuz günlük bir zaman parçası ama herkes için değil. Ramazandan istifade etmek isteyenler için, ramazandan istifadeye çalışanlar için.

Ramazanın başı rahmettir, yani Allah'ın acımasıdır, merhametidir, kullarına affediciliği ile rahmetiyle tecelli etmesidir. Ortası mağfirettir. Çünkü kul oruç tuttu, teravih kıldı, gözyaşı döktü, Kur’an-ı Kerim okudu, yalvardı, yakardı. O yapılan ibadetlerin sevabı, güzelliği birikti. Peygamber Efendimiz Ramazan ayı için, “Ortası mağfirettir.” diyor. İnşallah mağfiretine hepimiz ereriz. Mağfiret, kulların affedilmesi, bağışlanmak demektir. İnsan bağışlanmayı talep edebilir. “Affet beni Allahım, ben suçluydum, suç işlemiştim” der. Ramazan’ın sonu, cehennemden azat olmaktır. Cehenneme düşmeyip, ceza çekmeyip, azap görmeyip,  yanmayıp cennete girmektir. Allah-u Teâlâ hepimizi mağfiretine erdirsin.

Ölüm ne zaman gelecek? Onu ise hiç bilmiyoruz. Allah uzak eylesin ve gafil yakalanmamayı nasip etsin. Ölüme hazırlıklı olmayı nasip eylesin. Ancak, ölüm birden geliverir diye, tövbeyi çabuk yapmak gerekir!

Allah-u Teala Hazretleri ramazanın son on gününü güzel geçirmeyi nasip etsin…

Borcun var mı?

Bir ramazan günü III. Mustafa'nın veziri Koca Ragıp Paşa'nın konağında yapılan sohbet esnasında Ragıp Paşa Şair Haşmet'e hitaben: - 'Senin de borcun var mı Haşmet?' diye sorar ve ondan sonra şu cevabı alır: - Evet efendim, mahalle bakkalına bin kuruş, kasaba beş yüz kuruş... Ragıp Paşa sorusunun anlaşılmadığını düşünerek şu açıklamayla birlikte tekrarladı sorusunu: - 'Ben onu sormuyorum, oruç borcun var mı?' Şair Haşmet bu soruyu şöyle cevaplamış: - Paşam, oruç borcunu Allah sorar; sizin soracağınız kul borcudur.