ÖNCE ŞÜKREDECEĞİZ

Cumhurbaşkanı “maalesef ülkemizde bir şükürsüzlük, tatminsizlik, karamsarlık hali aldı başını gidiyor. Halbuki önce elimizdekilerle şükredeceğiz” diyor. Şükretmek güzel bir şeydir.  Neye şükredeceğiz onu bilmiyoruz. İnsanoğlu sağlığı yerinde olduğu müddetçe şükreder. Her şeye şükür eder. Birisine nasılsın diye sorduğunuzda. Aldığımız cevap! Allaha şükürler olsun iyiyim cevabı olur. Aklımıza geldiği an şükrederiz. Hapşırırız şükrederiz. Düşeriz ayağa kalktığımızda şükrederiz. Hoşumuza giden şeyleri gördüğümüzde şükrederiz. Karamsarlığa kapılıp şükretmeyip hayıflandığımız zamanlar olmuştur. Elimizdeki şeylerin elimizden kayıp gittiğini gördükçe. Karamsarlığa kapılıyoruz. Üst üste yapılan zamlar. Bütün milletin karamsarlığa kapılmasına neden oluyor. Karamsarlığa kapılmamak mümkün değil. Her gün, şu benzi ve mazota yapılan zamlar milleti karamsarlığa daha çok itmiştir. Çünkü bunlara yapılan zam her şeyi etkiliyor. Milletin şükrettiği şeyler elinde gittiğini gördükçe karamsarlığa kapılmaması mümkün değil. Zam gelmediği gün yok gibi. Milleti bu duruma düşüren iktidarın kendisidir.  Elimizde olan şeyleri tek tek kaybettik. Şükredecek bir şey bırakmadılar. İnsan eline aldığı bir şeyin milli olduğunu bilmesi gibi övünülecek bir şeyi olamaz. Elimize aldığınız hangi şeyi bizim milli varlığımız diye biliyoruz? Hep şükretmeyi milletten bekliyorlar.  Bir insan kullandığı veya sahip olduğu şeylere şükreder. Şükür açgözlü olanların yanından bile geçmez. Millet aldığı maaş ile geçinemezken. Nasıl şükretsin? Şükür edecek olanlar dolgun maaş alanlar ve iki üç maaş alanlardır. Karnı doymayan bir kişi iki lokma bir şey eline geçtiğinde şükreder. Aç gözlü olanlar ise hayıflanır. Ben bir Türk vatandaşı olarak. Satılan milli varlıklarımızın neye dayanarak satıldığını bir türlü anlamış değilim. Pancar ülkesi olan bir ülkede şeker sıkıntısı çekilmesini ve fiyatının 30 liraya dayanmasını içime sindiremiyorum. Şeker ithal edilecek duruma geldik. Bu olay ülkemiz için bir yüz kızartıcı bir olaydır. Şekerde neden bu duruma geldik. Önce pancara kota koyduk. Sonra yetiştirdikleri pancarları almadık. Çünkü şeker fabrikalarını sattık. Bu şekeri neden gözden çıkardık. Amerika’nın nişasta bazlı şekerlerinin satılması için. Ve bildiğim kadarı ile Bursa Ankara karayoluna çok yakın olan bir yerde fabrikası dahi var. Bana şimdi değil de. Bundan 10 sene önce Türkiye bir zaman gelecek şeker sıkıntısı yaşayacak deseydi? Sen deli misin derdim. Ah Türkiye’m vah Türkiye’m! Seni bu hallere düştüğünü de mi görecektim.  Evet çok kişi yarı aç yarı tok yatıyor. Bu hallerine de şükrediyorlar. Aç yatmadığı için şükrediyor. Bu kadar gelen zamlara mı şükredelim? Çok kişi aç yatmadığı için şükrediyor.  Bazıları da o gün aç kalmadığı için şükrediyor. Zaten bu millet aç gözlü değildir. Onun için doyuncaya kadar yer. Fakat aç gözlü olanlar ölünceye kadar yer. Bugün şükredenler ailesinin ihtiyaçlarını karşılaya bilenlerdir. Birde zor zar ailesini ihtiyacını zaman zaman sekteye uğrasa da karşılaya bilenlerin şükür etmeleri vardır. Bırakın ailesinin ihtiyacın karşılamayı?  Kuru ekmek ile yetinenler var. Dün bir olaya şahit oldum. Bir karı kocanın çöp konteynerini karıştırırken gördüm. Bir vatandaş olarak çok üzüldüm. Ne yazık yardım edemediğim için çok üzüldüm. Akşam yürüyüşüne çıkmıştım. Üzerimde spor kıyafet vardı. O olaydan sonra bugün tedbirli çıktım. Hakikaten çok vahim olaylara tanık oldum.  Balıkesir de halk arasında dolaşmadığım için. Burada halk arasında olduğum için vahim olaylara şahit oluyorum. Hakikaten milletin derdi büyük gibi görünüyor. Biz millet olarak elimizdekiler ile şükür ediyoruz. Elindekilerle şükretmeyen iktidardır.  İtibarda tasarruf olmaz diyerek ülkeyi bu hale getirdiler. Bisikletle görev giden devlet adamları var Avrupa da. Bizde ise camiye giderken iki helikopter havadan takip ediyor. Arabanın sayısını bilemiyorum. Konvoy da kaç araba var. Saygılarımla.   
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!