Hayatta önemli iki meslek vardır. Bu iki meslek hayatın olmazsa olmazıdır. 1-Öğretmenlik 2- Doktorluk. Birisi milli eğitim, biride sağlık ile ilgili mesleklerdir. Sağlık en önemli olanıdır. Fakat sağlık çalışanlarını da yetiştiren öğretmenler olduğu için. Öğretmenlik mesleği ilk sırada yer alır.  En uzun eğitim sağlıktadır. Doktorluk mesleği en pahalı meslektir. Çünkü eğitimi uzundur. Eğitimi bitirirler asistanlık dönemi başlar. Ülkemizde ne yazık ki doktorlara önem verilmiyor. Bazı kendilerinin bir şey olduklarını zanneden münasebetsiz kişiler. Hastanede sağlık çalışanlarına saldırıyorlar. Doktorluk kolay bir meslek değildir.  Bir avukat birisine ben senin davana bakamayacağım diye bilir. Fakat bir doktor ben seni muayene etmeyeceğim diyemez.  Çünkü mesleğinin icabı olarak yemin etmiştir. Bir doktorun verimli bir doktor olabilmesi için çok süre geçecektir. Sabırla stajını tamamlayıp. Asistan olarak görev yapmaya başlar. Görevinde başarılı olabilmek için. Sabırla çalışması gerekir. Sağlık çalışanlarımız çok mağdur ediliyor. Şu pandamı döneminde gece gündür çalıştılar. Günlerce evlerine gidemediler. Çocuklarını camlardan veya balkonlardan görebildiler. Bu zor dönemde sağlık çalışanlarını onura etmek için. Gece milleti balkonlara çıkartarak sağlık çalışanlarını alkışlatan kimdi? Cumhurbaşkanı ön ayak olmadı mı?  Gece vatandaşlar gururla heyecanla sağlık çalışanlarını içten ve samimi duygular içerisinde. Sağlık çalışanlarını, tabi doktorda dahil olmak üzere alkışlanarak önere edildiler. Çünkü virüsle mücadelede gösterdikleri gayret takdire şayan idi.  Yaşam şartları zorlaşınca doktorlar bütün vatandaşlar gibi doktorlarda sıkıntıya girdiler. Maaşlarının artırılmasını istediler. İktidardan ses seda çıkmayınca. Bazı doktorlar dış ülkelere gitti. Doktorlar dış ülkelere gitmek işin teşebbüste bulununca cumhurbaşkanı giderlerse gitsinler. Onları biz yetiştirdik Dedi. Parasız okumuş ise parasını ödemişlerdir. Zaten devletin parasız okuttuğu kişiler. Belli bir mecburi hizmetleri vardır. Bunu ödemeden zaten ayrılmaları mümkün değildir. Giderlerse gitsinler söyleminin arkasından. Bu giderlerse gitsinler söylemini değiştirmeye çalıştılar. Özel hastanelere geçiyorlarmış gibi bir hava yarattılar. Halbuki olay tamamen değişik. Doktorlar dışarıya gitmek istiyor. Cumhurbaşkanı da giderlerse gitsinler. Açıklarını asistanlar ile doldururuz diyor.  Ben ekonomistim diyor. Ne kadar bildiği tartışılır.  Fakat doktor olayında devamlı en iyi doktorda muayene olduğu için. Bütün doktorları da aynimi zannediyor herhalde. Asistanlarla doktor açığını kapatırız diyor. Asistanın ameliyat yaptığını düşünmesi mümkün değildir.  Gönderin doktorları giderlerse gitsinler. Yerlerini dolduracak olanlarda hazır. Sıkıntı yok demektir. Millet hastanelerden randevu alamıyor. Doktorlar giderse işler düzene girer. Asistanlar bütün hastaları tedavi ederler. Doktorlar gidip yerleri asistanlarla doldurulunca.  Yüksek tabakada olanlar ve tuzu kuru olanlar. Ya özel hastaneye giderler. Ya da dış ülkelere giderler. Dışardan ülkemize gelmek isteyen doktorları getiririz. Hem de daha ucuz olur diyorlar. Tabi onları Türk vatandaşı yapmak içinde para alırsınız.  Bu işin şakası bile olmaz. Milletin aklı ile dalga geçmeyin. Gitmek isteyen doktorlar giderlerse gitsinler deme yerine. Sizi buradan kovan mı var. Diyeceğiniz yerde. Giderlerse gitsinler demek bir devlet başkanına yakışmaz. Devlet başkanları vatandaşlarını bir arada tutmaya çalışır. İnsanın kendi milletine yabancı gibi davranması yanlıştır. Doğru ya siz değil misiniz? Biz her türlü milliyetçiliği ayaklarımızın altına almış bir partiyiz. Türkçülükle de bize kimse gelmesi demediniz mi?  Bizim bu söylediklerimizin hiçbir önemi kalmıyor. Böyle giderse ileride çocuklarımız ve torunlarımız bu ata yadigârı ülkede yabancı gibi olacaklar. Çünkü topraklarımız parsel parsel yabancılara satılıyor. Fazla toprak alanlar bedava Türk vatandaşlığına geçirilerek mükafatlandırılıyor. Toprak kaybı oluyor. Üzerine Türk vatandaşı yapılanlarda artıyor. Hem de Türk ırkı azalıyor. Nasıl olurda giderlerse gitsinler diyebiliyorsunuz.  Saygılarımla 
 NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE! 12- 03-2022 Mustafa KOÇAL