MECELLE
Mecelle 19’cu yüzyılın ikinci yarısında dini esaslara göre hazırlanan Osmanlı medeni kanunudur. Bu kanunun 986’ncı maddesi kızların 9 yaşında buluğa erdiğini kabul eder. Bu mecelleye göre aileler kızların 9 yaşında evlendirebilir. Bu yasa 1926 yılında Atatürk tarafından kaldırıldı. Yerine Türk medeni kanunu çıkarıldı. Türk medeni kanunu evlenme yaşını kızlar da 17 erkeklerde 18 olarak değiştirmiştir. Ayrıca çok eşliliğe son verilmiştir. Atatürk’e kızan din bezirganlarının. Neden kızdığını anladınız mı? Hadi erkekleri anladık. Kadınlar Atatürk’e neden kızıyor. Onlara medeni haklarına, çağdaş uygarlığa evinin tek kadını olmayı ve insanca yaşamayı sağladığı için mi Kızıyorlar. Türk medeni kanununa göre kızların evlenme yaşı 17 erkeklerin evlenme yaşı 18’dir. Bırakın 6-7 yaşında ki kızı. 15 yaşın da ki kızı dahi evlendiremezsiniz. Bir tecavüz olayı oluyor. Müftü efendi imam nikahı varsa sorun yoktur diyor. Medeni kanuna göre resmi nikah olmadan evlilik olayı gerçekleşemez. İmam nikahı resmi nikahtan sonra yapılır. Evlilik yaşının altındaki birilerine imam nikahı kıyılarak evlenme işlemi yapılmış sayılamaz. Bir ara bir muta nikahı diye bir nikah çıkardılar. Bir gecelik veya iki gecelik. Bunun adına resmi nikahın arkasından dolanma denir. Böyle nikahlarla ancak kendinizi kandıra bilirsiniz. Resmi nikahtan sonra yapılan imam nikahı bir anlaşma nikahıdır. Evlenenlerin birbirleri ile anlaşmalarıdır. İyi ve kötü günde devamlı birlikte olacaklarının anlaşmasına söz verirler. Kadına bazı şeyler için garanti verilir. 7 yaşındaki bir kız çocuğu ile evlenmek ve bu evliliğe onay vermek insanlığın yüz karasıdır. Başından bir evlilik olayı geçirmiş bir annenin buna izin vermesi sorgulanacak en büyük sorundur. Bir anne 7 yaşımdaki bir çocuğunun hayatını nasıl karartır. Analık bu değildir. O anan bu olaya asla izin vermemeli idi. Benim aklıma bambaşka olaylar geliyor. Acaba bu 7 yaşındaki çocuğu para karşılığı olarak mı verdiler. Şayet öyle bir şey varsa bu dahada vahim demektir. Bu olay mahkemeye intikal etti. Aileden sorumlu devlet bakanı bu siyasetin sorunu değil diyor. Pekiyi kimin sorunu? Yoksa bu olaydan toplum mu sorumludur? Hadi bu olaydan bizleri sorumlu tutunda tam osun. 7 yaşındaki bir çocuğun başına böyle bir olay geliyor. Bakan hanım bu siyasetin sorunu değil diyor. Toplumsak diye bir kelime söyledi. Fakat tam anlayamadım. Acaba bu olay toplumsal bir olay. Buna biz bir şey yapamayız mı demek istedi. Olaylara çok güzel kılıf buluyorsunuz. Bu olayı toplumun üzerine yıkında olsun bitsin. Bu 7 yaşındaki çocuğun başına gelen olayın mutlaka üzerinde durulması gerekiyor. Böyle 7 yaşındaki çocuğa bunu yapan zata ben insan diyemem. Ancak Allah belanı versin demekten başka bir şey söyleyemem. Bu olay hakkında diyanet işleri başkanı ne söyleyecek merek ediyorum. Bunlara göre imam nikahı varsa sorun yok diyorlar. Beyler bir sapık birisine tecavüz etmiş. Ben kendim imam nikahı yaptım derse. Bunun suçu düşüyor mu? Sakın olasınız böyle bir şey söylemeyin böyle çirkin olayların önünü açarsınız. Zaten böyle bir şey olamaz. Müftü efendi bir camide böyle bir olay oldu. İmam nikahı varsa sorun olmaz dedi. Alın başınıza belayı. Birisi böyle bir olay yapar da ben imam nikahı kıydım derse. Bunu görenlerden böyle demeye başlarsa vebal size olacaktır müftü bey. Öyle imamı kurtarmak içinin söylenen söz millete pahalıya patlar. Böyle söylemlerden kaçınmak gerekir. Birileri böyle bir şey yapıp da müftü bey böyle söyledi derse ne olacak? Artık bu meydana gelen olay. Nasıl sonuçlanacak bekleyip göreceğiz. Bu olayın mahkemesine yayın yasağı dahi getirebilirler. Allah böyle çirkin olaylarda ülkemizi korusun. Ülkede Mecelle kanununu özleyenler var gibi geliyor bana. Saygılarımla.
Türküm, doğruyum, çalışkanım, İlkem; küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi, özümden çok sevmektir. Ülküm; yükselmek ileri gitmektir. Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe, durmadan yürüyeceğime ant içerim. Varlığım Türk varlığına armağan olsun. NE MUTKU TÜRKÜM DİYENE!
Yorum yapın