Kavurucu sıcakların ardından sonbahara giriş yaptık.

Ancak bu sene sonbahar farklıydı, sıcaktan bir rahatlama olmadı. Zemin kuru, tozlu ve çatlaktı. Ağaçların yapraklarını normalden daha erken dökmesi suya olan ihtiyacın büyük bir göstergesiydi. Tarlalar çoraktı, ürünler tükenmişti ve çiftçiler geçim sıkıntısı çekiyordu. Hayvanlar zayıflamış ve su kaynakları kurumuştu. Bu bir kuraklıktı. Kuraklık, çok az yağış alan veya hiç yağış almayan uzun süreli kuru havalarda ortaya çıkan doğal bir felakettir. Başta gelişmekte olan ülkeler olmak üzere dünya çapında milyonlarca insanı etkileyen bir olgudur. Kuraklığın tarım, hayvancılık ve insan yerleşimleri üzerinde feci sonuçları olabilir. Gıda kıtlığına, kıtlığa ve hatta can kaybına yol açabilir. Bu tür durumlarda acilen önlem alınması şarttır. Hükümet, etkilenen insanlara yardım etmek için yeterli yardım tedbirlerini sağlamalıdır. Yiyecek ve su dağıtımı, tıbbi yardım sağlanması, geçici barınma yerleri kurulması gibi tedbirlerin alınması gerekiyor. İnsanları suyun tasarrufu ve suyun akılcı kullanılması gerektiği konusunda eğitmek de önemlidir.