KÜLTÜR DENİNCE

Sadece bizim değil bir arada yaşayan bütün toplumların ortak bir paydada buluştuğu âdetleri, gelenek ve görenekleri bulunur. İşte bizim kültürümüzden birkaç örnek.

HELVA DAĞITMAK

Birisi vefat ettiği zaman 7, 40 ve 52’inci günlerinde helva dağıtılır. Hatta “hayır işleme” geleneğinin en hüzünlü olanı budur belki de çünkü insanlar kısa süre önce bir yakınını kaybetmiştir. Kaybedilen kişi adına yapılan o helva kavrulurken ve dağıtılırken katkıda bulunmaksa işlenen hayra ve çekilen acıya ortak olmak demektir.

BOHÇA

Kız ve oğlan birbirini sevdi, kız ailesinden istendi, baba “olur”u verdi ve nihayet sıra nişana geldi. Neyse ki eskiden olduğu gibi gelin bohçası adına damadın belini bükecek uzun uzun listeler, yapılması zor istekler devri çoktandır bitti. Geceliğinden terliğine, parfümünden makyaj setine ince ince bohça düzme âdeti, günümüzde, akrabalar arasında artırmak için yapılır hale geldi. Günümüzde gençler tarafından çok önem verilmese de anneler önem verdiği için yinede olmazsa olmazlardandır.

 

MİSAFİRPERVERLİK

Daha kapı çaldığı an annemizin seslenişiyle başlar heyecan dalgası: “Geldileeer!” Ve ikram üstüne ikram, ısrar üstüne ısrarla devam eder bu ilgi: Aman efendim kimler gelmiş! Yemezsen darılırım. İçmezsen hatırım kalır. Ateş almaya mı geldin biraz daha otur. Nereye yahu, yatıya kalın.

   Olmaz vallahi göndermem.

Anlayacağınız, “misafirperver Türkler” ifadesiyle dünyaya boşuna nam salmadık.

ALTIN GÜNÜ

Annelerimizin konu komşu toplanıp her hafta ya da her ay birinin evinde buluştuğu, belirlenen para ya da çeyrek altının evine gidilen kişi için toplandığı gündür altın günü. Aslına bakarsanız bugünün olmazsa olmazları para ya da altın değil, ertesi gün de evin dolabında kalıp çoluk çocuğu sevindirecek kekler, börekler, kurabiyeler dir ki bunların da başında kısır gelir.
/////
EN SICAK YIL 

Hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde gerçekleşmesi sebebiyle, felaketler yılı olarak anılan 2020 yılı, âlete dayalı sıcaklık ölçümlerinin yapıldığı 1880 yılından bu yana dünyada ölçülen en sıcak ikinci yıl olarak kayıtlara geçti.

Kuzey Kutbu’nda ölçülen aşırı sıcaklar, dünyaya yayılan tropik fırtınalar ve bitmek bilmeyen orman yangınları sıcak yıl olarak geçmesinin sebepleridir.

Bilhassa; Avrupa, Antarktika ve Sibirya’nın kuzeyinde yüksek ısı artışı görüldü. Sibirya’da termometreler 38 °C’yi buldu. Küresel ısınmaya bağlı meydana gelen iklim değişiklikleri sebebiyle dünyada sıcaklıklar artarken, kuraklık yaşanıyor.

Bu yıl ortalama sıcaklık, 1850-1900 sanayi öncesi döneminden 1,25 derece arttı. 2020 yılında Türkiye’nin çeşitli illerinde de sıcaklık rekorları kırıldı. Türkiye’de en yüksek sıcaklık, 16 Eylül 2016’da 48,8 °C ile Ceylanpınar, Şanlıurfa’da, en düşük sıcaklık ise 8 Ocak 1990’da  -46 °C ile, Van Çaldıran’da ölçüldü. Son senelerde, yurdumuzda birçok yerde ağaçların Aralık ayında çiçek açtığı görüldü.