KÜFÜR EDEREK NEREYE VARILIR?

Evde, işte, okulda, maçta, trafikte veya bir şey anlatırken durduk yere kimimiz zevk için, kimimiz de sinirimize hâkim olamadığımız için küfür ediyoruz. Bu 'sövme' eylemini de genellikle karşımızdakinin sülalesi ve genellikle annesi üzerinden yapıyoruz.  Küfür ettiğimiz kişinin anne-baba, kardeş ve eşinin kulaklarını çınlatıyoruz. Ara sıra ölmüşler de nasibini alıyor kötü sözden. Küfür ederken aslında masum insanların hakkını üzerimize alıp, kendimizi ateşe atıyoruz. Bazen farkında bile olmadan sarf ettiğimiz bu sözlerin, büyük günahlardan biri olduğunu biliyor muyuz?
Her lafın sonuna bir ekleyenlerle dolu etrafımız. Küfür işitmek için para verip gösteriye giden var. Yine küfür içeren dizileri izleyenler var. Bir türkücü çalıştığı restaurant da ana avrat gelene gidene küfür ediyor ve insanlar gülüyor. Bu nasıl bir anlayış? İstemeden de olsanız bol küfürlü bir ortama girebiliyorsunuz. Hiç ummadığınız ve değer biri veya birileri başlıyor küfür etmeye. 15 dakikada bol küfürden beyniniz yanıyor. Bir stadyumda binlerce kişinin edebileceği küfürleri tek bir kişinin ettiğini görünce şaşırmamak mümkün mü? Ben açıkçası küfürden rahatsız oluyorum. Daha ilk gördüğü ve tanıştığı birinin yanında bile küfür eden küfür cambazları var. Ne kadar günah, ne kadar ayıp ve bu kişiler acaba olayın farkında mı değiller.
Psikiyatri uzmanları şöyle diyor: “Küfür, içerikleri nedeniyle özellikle erkeklere kendini iyi hissettiriyor olabilir. Bir olay, bir kişi, durum veya düşünce karşısında kendini güçsüz hisseden erkek küfürlü kelimeler kullanarak güçlü kendini hissetmeye çalışır. O kelimeler gizli bir tatmin kaynağıdır.”
Küfür etmeden konuşmak varken niye küfürlü konuşuruz hiç bilmem. Bu küfür işi öyle bir hal almış ki, küfürlü konuşmayanlar kınanır hal gelmiş. Bir parçamız gibi adeta küfürlerimiz. Küfrü terk etmek zorundayız. Ayrıca uygun bir zamanda küfür ettiğimiz kişilerden helallik istemeliyiz. Zira bir kişinin başkasına sövmesi kul hakkına giriyor, sahibi affetmedikçe bu günahın affı da yok.