Bu söz boşana söylenmiş bir söz değildir. Karın doymadan efendilik olmaz. Toprakta çalışanlar, topraktan çeşitli ürünler yetiştirerek insanların karnının doymasını sağlarlar. Karnını doyuranlarda karınlarını doyuranlara minnetlerini ve şükranlarını sunarlar. Bizim ve çocuklarımızın karnının doymasını sağlayanlara biz köylü diyoruz. Tabii bu lakap köyde yaşadıkları içindir. Bilhassa toprak da çalışarak efendi olanlar toprağında kıymetini bilir. Toprakta çalışanın kıymetini de bilir. Mekânı cennet olsun. Rahmetli Süleyman Demirel toprakta yoğrularak gelmiş ve devlet yöneticisi olmuştur. Toprakla uğraşanlara benim köylüm derdi. Onlara değer verdiğini dile getirirdi. El bebek gül bebek yetişenler toprağın kıymetini bilmezler. Toprak olmadan millet olmaz. Millet olmadan vatan olmaz. Toprak insanların en önemli varlığıdır. İşte bu toprak üzerinde köylerde yaşayarak geçimleri sağlayan. Kişilere köylü diyoruz. Biz topraktan gelenler. Bu köylülerin ne şartlarda yaşamlarını sürdürdüklerini çok iyi biliriz. Bunu bildiğimiz içinde onlara milleti efendisi deriz. Bugün bu toprakta çalışanlara değer verilmiyor. Bu köylüler aynı zamanda tarım işçisidirler. 2002 de tarımda çalışanların oranı %38 idi. Dünyada tarım ve hayvancılıkta kendi kendine yetebilen 7 ülkeden biri idi. Türkiye’yi kendi menfaatleri için kullanmaya çalışanlar. Tarımda çalışan nüfusunuzu %15’şe düşürün dediler. Öyle bir düşürdük ki? Evlere şenlik, hem de ne şenlik! Tarımda çalışanların oranı %6-7 civarına düştü. Ülke tarım ürünlerini dışarıdan ithal etmeye başladı. İki senedir bu tarımda çalışan milletin efendilerini unuttuk. Köylü borç batağına düştü. Traktörü icra aracılığı ile elinden alındı. Tarlası icar yolu ile elinden alındı. Bu duruma düşmelerinin sebebi borçlanmalarıdır. Çünkü sattıkları giderlerini karşılayamaz duruma geldi. Tohum, ilaç, gübre, mazot, elektrik gibi girdilere aşırı zamlar yapıldı. Bu tarımda çalışan milletin efendilerinin feryadına kimse kulak asmadı. Dertlerini anlatacak makamlarla bir türlü görüşemediler. Ankara’ya tarım bakanı ile görüşmeye geldiler. Ankara’ya sokulmadılar. Hala feryatları sürüyor. Borçlarından dolayı ellerinden traktörleri ve tarlaları alındı. Bankalar emlakçı gibi çalışıyor. Traktör satıyor, tarla satıyor, arsa satıyor, römork satıyor. Tarımda çalışan garibanların malları mülkleri bankalar aracılığı ile satılıyor. Hala tarım bakanı Bekir Pakdemirli “hiçbir çiftçinin borcu yok diyor. Olamaz! Çünkü biz destek verdik” diyor. Tarım bakanı böyle diyor. Çiftçiler borç içinde olduklarını ve borçlarını ödemek için. Süt veren ineklerin kestirdiklerini söylüyorlar. Elektrik dağıtım şirketi elektrik borcu olanlar çiftçiler ekmesin. Elektrik vermeyeceğiz diyor. Bakanın birisi çıkıyor. Çiftçilere kredi alın, borçlanın yine de ekin diyor. Sanki bu milletin efendileri ile dalga geçer gibi şeyler söylüyorlar. Kışa girerken ekmek fiyatlarına her yerde zam yapılıyor. Amerika’nın, İngiltere’nin, Almanya’nın rafları boş bizim raflarımız dolu diyorlar. Bizim raflarımız dolu olsa ne olur? Rafları boşaltacak olanlarda para yok. Rafları boşaltacak olanlar tuzu kuru olanlardır. Bir ülkenin ekonomisine tarımdan destek gelmezse o ülke kesinlikle kalkınamaz. Yönetimler de olanlar topraktan gelmedikleri için toprağın değerini ve kıymetini anlamaları mümkün değildir. Tarımdan bu sene kopma olacaktır. Çünkü artık milletin efendilerinin dayanacak gücü kalmadı. Yerlilikten millilikten bahsetmeyin. Böyle yerlilik olur mu? Olmaz çünkü her şeyi dışarıdan ithal ediyoruz. Millilik olur mu? Oda olmaz! Milli ve yerli olacak bir şeyimiz kalmadı ki? Milli olan 2006 senesinde yerli tohumu yasaklamazdı. Ülkeye GDO’lu tohum sokularak kanserin artmasına sebep olunmuştur. Bu milletin efendilerine nasıl bir tarım politikası uygulayacaksınız bunu açıklayın. Onlarda ona göre kararlarını versinler. Yoksa elimizde kalan %6-7 oranında olan tarım çalışanlarını da kaybedeceğiz. Bu tarımda çalışanların oranın mutlaka artması gerekir. Artması içinde iyi bir tarım politikası hazırlanmalıdır. Tarımda çalışanların oranın azalması ülkenin aleyhine olacaktır. Onun için hem tarıma hem de tarımda çalışanlara önem verilmelidir. Tarım ekonomiye yük olmamalıdır. Bilakis ekonomiye destek olmalıdır. Fakat bu tarım politikası ile tarımın ekonomiye destek sağlaması mümkün değildir. Onun için tarım politikası elden geçirilerek. Tarımın başına toprakla yoğrulmuş, tarımla haşır neşir olmuş, işin ehli olan bir kişi getirilmelidir. Saygılarımla.
Türkiye laiktir laik kalacaktır. Ne mutlu Atatürkçüyüm diyenlere! Ne mutlu cumhuriyetçiyim diyenlere! Ne mutlu Türk milliyetçisiyim diyenlere! Ne mutlu varlığım Türk varlığına armağan olsun diyenlere! Ne mutlu demokratım diyenlere! NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!
Yorum yapın