KOLEKSİYONER Mİ? TOPLAYICI MI?

Siz ne derseniz deyin bana ikisi de aynı gibi gelmeye başladı. Bu sanki önüne geçilemeyen bir hastalık gibi. Normal bir insan çikolatayı yedikten sonra ambalajını atar. Bu kişiler atmaz. Güzelce katlar bir kenara koyar. Her şeye koleksiyon gözüyle bakar. Okul yıllarında hangimiz çikolata ambalajlarını defterinin arasına koymadı ki? Bir çok kişi ortaokul-lise yıllarında, Kinder Sürprise oyuncaklarını toplamıştır. Ayrıca; Şirinler, Buz Devri, Adalet Takımı  oyuncaklarını da unutmayalım. Bir arkadaşım lise yıllarından beri sonra çakmak, kalem, bardak biriktiriyor ve benden gittiğim yerlerden bardak getirmemi istiyor. Bardak özellikli olacak ve o yeri anlatacak. Öyle sıradan bardak da olmayacak. Bu arkadaşımın şimdi ki hedefi ise gömlekler.

Başka bir arkadaşımın hanımı ise, son birkaç yıldır magnet koleksiyonu yapıyor ve en sorunu ise eve gelen misafirlerin bu magnetleri çok beğenmesi kendisinden istemeleri. Lütfen, koleksiyon yapan kişilerden istemeyin o parçaları. Bu hanım, kendisine koleksiyonu için magnet alma sözü veren ve almayan veya alıp da ulaştırmayan sevgili arkadaşlarına sitem ediyor. Getirin artık şu magnetleri.

Bir şeyler biriktirmek aslında zor iş. Maliyetli ve zaman alıcı bir özelliği var. Bazen koleksiyonun, geçerli olmayabilir. Bu yüzden ne toplayacağına iyi karar vermek gerekir. En çok yapılan kalem koleksiyonu. Bu işe başlarken bir dolmakalem için bile ciddi bir bütçe ayırmanız gerektiğini unutmayın. Para, saat, pipo, tespih ve deri koleksiyonu yapmakta oldukça popüler.  

Bu iş, başlarda keyif veren bir aktivite olmakla beraber zaman içinde saplantı haline dönüşebilir. Sahip olunan koleksiyonun herhangi bir parçasına zarar verebilecek kişilere düşman gözüyle bile bakabilirsiniz. Yan komşumuzun oyuncak bebek koleksiyonu vardı. Hepsi bir araya dizildiği zaman inanılmaz güzel ve renkli gözükürlerdi. Ancak; Sultan teyzemizin evine çocuk girmesi, eğer kazara girmişse bebeklerin olduğu odaya girmesi yasaktı. Komşular olarak biz duruma alışkındık ve kimse evine yanında çocuğuyla gitmezdi. Kırk yılın başında uzaktan birileri geldiğinde ise Sultan teyze kabus yaşardı.

TOPLAYICILIK

İnsanlar ilk çağlarda avcılık ve toplayıcılıkla geçiniyorlardı. Erkekler avlanır ve toplardı. Kadınlar ise mağaralarda erkeklerin gelmesini beklerdi. İlkel atalarımız avcılıktan artan zamanlarında yabani meyve, ot, ot tohumu, ot kökü, yumru köklü bitkileri.  Deniz kabuklarını, böcekleri, yabani balları, ağaçların öz sularını vb. ne varsa topluyordu. Toplayıcılık o zamanlardan bize miras kalan genlerimizde olan bir özellik. Günümüzde insanoğlu bozulan radyosunu, televizyonunu, arabasının değişen parçalarını, eski gözlüklerini, eski bisikletini ve daha onlarcasını saklıyor. Herkesin atamadığı sakladığı ve yıllarca hiçbir zaman ihtiyaç duymadığı bir çok eşyası var. Bir gün lazım düşüncesi hep aklımız da. 10 seneden beri lazım olmamış bir malzeme ne zaman lazım olacak ki? İnsanoğlu aslında doğal koleksiyoner ve doğal toplayıcı. İkisinin çok az bir farkı var. Koleksiyoncu aldığı şeylere para veriyor. Toplayıcı ise vermiyor.