KASAP ET DERDİNDE
Hepimiz hatırlarız bu atasözünü kasap et derdinde, koyun can derdinde deriz. Ülkemizin içinde bulunduğu durumu çok iyi anlatan bir atasözü olduğuna eminim. Ülke yangın yeri her konuda her yeri yaralı yaraların sarılması gerekirken herkes kendine göre bir oyun havası bulmuş oynuyor. Allah hiç kimsenin başına böyle bir felaket vermesin koskoca on il yerle bir olmuş mevsim kış, su yok, tuvalet yok, banyo yok, çadır yok, enkazların altı ceset dolu, iktidar tutturmuş ille de deprem evleri yapacağım. İyi güzel yap da bu yeni konutların zemin etüdü oldu mu? depremzedeler bu evleri kabul edecek mi? eski evlerindeki anıları komşuları iş yerleri okulları ne olacak? mevcut arsaları kimin olacak? yeni yapılacak konutların mimari işleyişine itiraz hakları var mı? Kimse hiç bir şey bilmiyor ama size konut yapacağız bu davranış ve girişim için acele edilmiyor mu? öncelikle yapılması gereken devlet olarak depremin yaraları yavaş yavaş sarılması kışı geçirmek için acilen çadır yada konteynır bulup sahra hastaneleri ile hastaların ve depremde yaralanan vatandaşların sağlığına kavuşması. İnsan gibi banyo yapabilmeleri vs salgın hastalıkların gelmemesi için mücadele verilmesi gerekirken, acilen size konut yapacağız sözleri yaraları saracak sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Bunlar benim fikirlerim tabi beni bağlar sizler dilediğinizi yapabilirsiniz.
Bu haftaki yazımı daha önceden planladığım şekilde hazırladığım konulara değinecektim ama altılı masada yaşananlar programımı değiştirmeme neden oldu, yazımın başlığına da yakıştı dersem yalan olmaz. Kasap et derdinde dedik ya Meral Akşener'e ithaf olunur; Meral hanım masada tüm alınan kararlara isteğiyle imzalar atıp açıklamalarda bulundu.
Türkiye’nin değişik illerinde aileme, kuzenlerime, yeğenlerime vasiyet ettim “Bana bir şey olursa Kemal bey sizlere emanet” dedim diye bas bas bağırdı, ardından “Bu seçim Cumhurbaşkanlığı seçimi değildir, bu seçim ülkenin var olma yada yok olma seçimidir” diyordu bu sözleriyle hayli puanlar toplayıp partisini büyütüyor, siyasette yıldızı parlıyor her geçen gün partisine katılımlar çoğalıyor buda parti içinde keskin düşünceli kişilerin aklını karıştırıyor. Biz neymişiz ya demelerine yol açıyordu seçimlere birkaç ay kala Meral Hanım, Kemal Bey Cumhurbaşkanı adayı olunca “Alın bilyelerinizi verin bebeklerimi ben oynamıyorum” dedi.
İyi güzel herkes özgürdür, kimseyi masada zorla oturtamazsınız. Bu nedenle otur sakın oyunu bozma diyen olmadı. Olmadı da, içten pazarlıklı birisi hiç bir şey yapamazsınız bir gün önce toplantının sonunda bildirgeye imza atıyorsunuz ertesi gün masada bana dayatma yapıldı deyip ne kumar masasında nede noter masasında olamayız diyeceksiniz.
Oldu mu? Söyleyin hiç oldu mu? Meral Hanım demek ki uzun zamandır kumarbazlarla birlikte işbirliği yapıyormuşsun. CHP'nin tüm milletvekilleri bizim adayımız Kemal Kılıçdaroğlu derken bunları duymadın mı? Duyduysan neden durun bakalım daha hiç bir şey netleşmedi demedin! Toplantıların başladığı ilk günlerde ben aday değilim ben Başbakan olacağım demedin mi? Bu kadar hesapsız konuşulur mu? Cumhurbaşkanı seçimi yapıyoruz bu seçim sonrası tek adam rejiminden parlamenter yönetimine döneceğiz, hükümeti kurma görevini Cumhurbaşkanı verecek senin sandalye sayın yetecek mi? Bunların hesabını ne zaman yaptın. Bunları hepsini bir kenara bırakalım masadan kalkmak ben yokum ne yaparsanız yapın ne karar alırsanız alın anlamına gelmesine rağmen Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu'na millet sizi istiyor aday olun çağrısını kendinize nasıl yakıştırdınız.
Masadan kalkmışsınız, çağrı yaptığınız kişilerde CHP'li ve sizde çocukları oyuna çağırır gibi hadi gelin oynayalım der gibi, doğru veya yanlış. Yaptığın yanlışsa partili üyelerine hesabı sen vereceksin.
Son bir sorum olacak Meral Hanım’a. Masadan kalkar kalkmaz parti üyelerin istifa yağmuruna tuttular ve E Devlet yoğunluk nedeniyle kilitlendi doğru söyle üzüldün mü? Yazımızın başlığını bir daha hatırlatmak istedim kasap et derdinde, ülkenin sorunları dağ gibi vatandaş çaresiz kimi korkudan kimi saygıdan konuşamıyor, 15 adet yumurta 45 lira olmuş, salatalık 50, domates 30, peynir 225, kıyma 275 lira olmuş, emekli maaşları ve asgari ücret devede pire kalmış.
Bazılarının gurur duyduğu büyük maden işletmeleri mesela Bahar Madencilik Fatsa da altın tepe maden sahasında siyanürlü çalışmaları sonucu Fatsa‘nın yeraltı ve yerüstü su kaynaklarını ağır metallerle kirlettiği iddialarıyla gündeme gelirken Bahar Madencilik şimdide Balıkesir’in Balya ve İvrindi ilçelerinde yeni ÇED raporunu hayata geçirmeye hazırlanıyor, yazık olacak Balya’ya. Cumhuriyet öncesinden günümüze simli kurşun madenleriyle bilinen ve uzun yıllar Fransızların işetip ürettikleri kurşunları Balya’dan Takavil hattıyla Akça’ya oradan gemilerle yurt dışına gönderen Fransızların ilçeden ayrılmasından sonra madenleri değişik firmalar çalıştırmak istemiş ancak başarı sağlayamamış son işletmeci olarak gelen Eczacıbaşı firması uzun yıllardır kurşun madenini çalıştırıyor.
Yani Balya’nın kaymağını yiyor, demek ki Balya’da kaymak çok Bahar Madencilik Çamucu Köyü ve İvrindi Hüseyiobası Köyünde yeni ÇED sayfasını hayata geçirme kararı aldı ve bu her iki ilçede siyanürle altın arayacak böylelikle yer üstü ve yer altı sularımız Allaha emanet olacak.
Dedik ya "kasap et derdinde" Kalın Sağlıcakla .
Yorum yapın