Kardeşlerin Aynı Odayı Paylaşması
Çocuklar büyüdüğü zaman özellikle ilkokul çağına geldiğinde odalarının ayrılması gerekir. Kız ve erkek kardeşlerinin odaları ergenlikle birlikte zaten ayrılmalıdır. Günümüzde oturma odası olarak kullanılan yer bir çocuğa, çocuk odası olarak anılan yerde diğer çocuğa verilebilir. Anne ve baba da misafir odasında oturur. Çocuk sayısına göre kızlar bir oda da erkekler bir oda da kalabilir.
ODA PAYLAŞIMI
Başkalarının size ait şeylere dokunması ve onlarla oynamasına müsamaha göstermeyi ve buna kızmamayı öğrenmek pratik gerektiren bir yetenektir. Her kızın çok sevdikleri belli şeyler ve birbirleriyle paylaşmak zorunda olmadıkları birkaç özel şey vardır, ancak genellikle paylaşım beklenilmesi kaçınılmazdır. Bir odanın paylaşılması bir çeşit ekip meydana getirir ve her şey birlikte yapılmaya başlanır.
Kızlar daha sosyal oldukları için yalnız kalmaktan hoşlanmazlar. Onun için iki kızınız varsa odalarını ayırmanıza gerek yoktur. Kız çocuklar birbiri ile arkadaşlık eder ve özellikle geceleri kendilerini yalnız hissetmezler.
Oda paylaşımın en büyük sorunlarından biri de aradaki yaş farkıdır. Yaş farkı olunca çocukların ders çalışma ve yatma saatleri farklılıklar gösterir. Bu yüzden çocukların arasında çok yaş farkı olmaması gerekir.
Kardeşler arasında kavgalarının çoğu genellikle kendi odalarında gerçekleşir. Yaşları ilerledikçe çocukların kılık, kıyafet, yatak gibi eşyaları büyüse de kendileri büyümüyor.
Yaş farkı nedeniyle mahremiyet ihtiyaçları da farklıdır. Paylaşılan bir odanın mümkün kıldığından daha fazla mahremiyet isteyeceği ve buna ihtiyaç duyacağı her zaman ön görülmelidir.
/////
ÖLÜMÜNE YOLCULUK
Zaman zaman hepimiz il dışına yolculuk yapıyoruz. Bu bazen kendi arabamızla bazen de yolcu otobüsleri ile oluyor. Yolculuklarımız genellikle tehlikeli oluyor. Bunun nedeni ise, çılgın sürücüler. Özellikle gençler hiçbir şey düşünmeden araç kullanıyorlar. Sık sık şerit değiştirmeler, gaza dibine kadar basmalar, artistik hareketler, önündeki araçla arasında takip mesafesi bırakmamak, sol şeridin kendine ait olduğu düşüncesi ile önündeki tüm araçlara selektör yapmak. Tüm bu hareketler sizin iyi araç kullandığınızın bir işareti değildir. Tam tersine görgüsüzlüğün ve insan canına kıymet vermediğinizin bir göstergesidir.
İyi araç kullanmak, yolun ve aracınızın özelliklerini göz önünde bulundurarak kendinizi ve seyir halindeki diğer sürücüleri tehlikeye atmadan engeli bir şekilde sürüş gerçekleştirmektir.
Direksiyon başına geçince “ dünyanın en iyi sürücüsü benim” modunu bırakmak gerekir. En ölümcül kazaları ben, çok iyi sürücüyüm diyenler yapmaktadır. Direksiyon başında en güvenli ve en sağlıklı şartlarda araç kullanma konforunu sağlamak bilinçli sürücünün işidir. Sağımızdan solumuzdan bizi zora sokacak araç kullananlar geçtiğinde onlardan uzak durmak en güzel harekettir. Trafikte kimse ile takışmamak en güzelidir. Akli dengesinden endişe ettiğiniz trafik magandalarının tuzağına düşmeden yolunuza devam ediniz. Canlarını tehlikeye atarak yolda giden ve sizi de yanında sürüklemek isteyen bu kişilerin oyuncağı olmayın.
Kendinize saygı duyun ve yollarda kötü örnek olan kişilere fırsat vermeyin. Birileri ile yarışmayın. Direksiyondaki iken diğer sürücülerden daha iyi araba kullanıyorum diye bir şeyler ispat etmeye çalışmayın. Kime neyi kanıtlayacaksın ki? Yola çıktığınızda kendinizi “ben bugün trafikte kimse ile tartışmayacağım ve onlara uymayacağım” diye telkinde bulunun. Siz araç kullanırken direksiyon hâkimiyetine odaklanın ve direksiyon hâkimiyetinin altın kural olduğunu unutmayın.
Herkese iyi yolculuklar.
Yorum yapın