KADER DEĞİLDİR
Amasra da maden ocağında meydana gelen kazaya tutturdular. Kader de kader diyorlar. Buna kader denemez. Bal gibi tedbirsizlik denir. Kader kelimesinden medet bekliyorlar. Bu kadar ısrarla kaderde direndiklerine göre. Bunun altında mutlaka bir şeyler var demektir. Kaza neden kaynaklanmış? Grizu patlamasından değil mi? Sayıştayın raporunda 300 metrenin altında tehlike var diyormuş. Bu ocak da grizu gazının kontrolu bir kişiye verilmiş. Bu grizu gazının durumu işçiler ocağa girmeden önce kontrolu yapılır. İşler normal ise işçiler ocağa iner. Grizu gazı Kontrolu her saat başında yaptırıla bilinir. Gaz kokusu duyulduğu an iş bırakılır. Az bir koku varmış falan olmaz. Biride bir binide bir gaz kokusu çok azmış falan denmez. Hayatını kaybedenlerden birisinin eşi. Gaz kokusu var diyordu, diyor. Bu doğru ise aynı zamanda ihmalkarlık da var demektir. Havalandırma sisteminde bir arıza çıkmış olabilir. Gaz kokusu kayboluncaya kadar havalandırma yapılır. Şimdi şu kader meselesine bir bakalım. Devamlı biz kadere inanmış kişileriz deniyor. Evet doğrudur da! Siz kadere inanmış ve bu kazanında kader olduğunu söylüyorsunuz. Yani tedbirle alakası yok diyorsunuz. Pekiyi! AKP bir yerde miting yapıyor. Bir hafta önce Balıkesir de miting yapıldı. Çevre illerden ve Denizli den binde bir olabilecek bir olay için emniyet mensupları getirtiyorsunuz. Sırf emniyet tedbiri alınması için. Madende her an meydana gelebilecek bir patlama olayı için alınacak tedbiri göz ardı ediyorsunuz. Meydana gelen olayda 41 kişi hayatını kaybediyor. Bunun tedbirsizlikten dolayı meydana geldiğine inanmıyorsunuz. Kader mi diyor sununuz? Siz miting için aldığınız emniyet tedbirini ne için alıyorsunuz? Binde bir ihtimal olabilecek bir olay için değil mi? Evet emniyet tedbiri her zaman şarttır. Bizlerin olmazsa olmazımızdır. Kendinize batabilecek bir iğne ucunun tedbirini alıyorsunuz? Fakat maden ocağında meydana gelen kazada kaybedeceğimiz canları hiç hesaba bile almıyorsunuz. Kader değip geçiyorsunuz. Şimdi bu maden ocağında meydana gelen kazaya. Kader dediğinize göre. Bundan önce meydana gelen maden ocağı kazaları da kader olarak kabul ediliyor ki? Davaları senelerdir bir neticeye varılamıyor. Bu gibi yerlerde işçiler hiçbir zaman korunmuyor. Hep işveren korunuyor. Zamanında bu millete küfür eden kişi ve kişilerin vergi borçları silinmedi mi? İhaleler hep onlara verilmedi mi? Benim dikkatimi çeken bir konu var. Bakın bu maden ocağını 17 senedir Mehmet Hattat diye birisi işletiyormuş. Ülkede rahat yaşayacaksan ya paran olacak. Ya da yandaş olacaksın. Yandaşlarda rahat yaşıyor. Parası olanlarda rahat yaşıyor. Devletin bütün işlerini 5 şirket yapıyor. Bu adalet değil. Her işi ayrı kişilere vereceksin ki adil iş yapılsın. Hiçbir işimiz dört dörtlük olmamıştır. Her işi yüzümüze gözümüze bulaştırdık. Şöyle düşünüyorum da? Neden işlerimiz düzgün gitmiyor? Kul hakkı yeniyor. Ben ondan dolayı işlerin doğru dürüst gitmediği kanaatindeyim. Allah ülkemize şu iki gündür çektiğimiz acıları bir daha göstermesin. Hakkımızda hayırlı olanı versin. Sağlık sıhhatler versin. Saygılarımla.
Türküm, doğruyum, çalışkanım, ilkem; küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir. Ülküm; yükselmek ileri gitmektir. Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe, durmadan yürüyeceğime ant içerim. Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
Türkiye laiktir, laik kalacaktır. Ne mutlu Atatürkçüyüm diyenlere! Ne mutlu cumhuriyetçiyim diyenlere! Ne mutlu Türk milliyetçisiyim diyenlere! Ne mutlu varlığım Türk varlığına armağan olsun diyenlere! Ne mutlu demokratım diyenlere! NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!
Yorum yapın