İSTANBUL’DAN CAMİ HİKAYELERİ
*Üzerinde Kuş Uçmuyor
Gerçek ismi Şemsi Paşa Camii olan ve Üsküdar sahilde bulunan caminin ismine dair ilginç rivayetler aktarılıyor. Söylenenlere göre, camiye Kuşkonmaz denmesinin bir başka nedeni de Şemsi Paşa’nın kişiliğiyle ilgili. Fazlasıyla titiz bir kişi olan Şemsi Paşa, Sokullu Mehmet Paşa ile rekabet halindeymiş. Zaman zaman şakayla karışık atışırlarmış. Şemsi Paşa bir gün Sokullu’ya, “Sokullu, camini kuşlar pislemiş” diye takılınca, “Gökyüzüne açık olan her yer kuşların pislemesine müsaittir” cevabını almış. Paşa, cami yaptırmaya karar verince Sokullu’nun sözü aklına gelmiş. Mimar Sinan’a giderek, “Bana öyle bir yerde cami yap ki üzerine kuşlar pislemesin” demiş. Sinan, iyi bir araştırmadan sonra kuzey- güney rüzgarlarının kesiştiği bu noktayı bulmuş.
*Bizi Sevenler Denizde Boğulmasın!
Üsküdar’da bulunan camiyi, Mihrimah Sultan ve Rüstem Paşa’nın kızı Ayşe Hanım Sultan Yaptırmıştır. Eser 1594 tarihinde Aziz Mahmud Hüdaî Efendi adına yapıldığından, bu isimle anılmaktadır. Aziz Mahmud Hüdaî Efendi Camii, bir bakıma Hırka-i Şerif ‘in Fatih’e kattığı manevi zenginliğin bir benzerini Üsküdar’a katmış. 3. Murat ve 1.Ahmed’in saygısını kazanan Aziz Mahmut Hüdayi’nin sevenleri için şu duası meşhurdur: “Sağlığımızda bizi, vefatımızdan sonra kabrimizi ziyaret edenler ve türbemizin önünden geçtiğinde Fatiha okuyanlar bizimdir. Bizi sevenler denizde boğulmasın ahir ömürlerinde fakirlik çekmesin, imanlarını kurtarmadıkça göçmesin.”
*Boğazın Manevi Bekçileri
Beşiktaş’ta, Çırağan Sarayı’nın arkasındaki yamaçta,Yıldız Korusu girişinin Ortaköy tarafındadır. Cami,tevhidhane ve tekkesinin, Yıldız sırtlarından sahile kadar uzandığı bu külliye, 1538’de inşa edilmeye başlanmış. Banisi, 16. yüzyıl ileri gelenlerinden Kanuni Sultan Süleyman’ın süt kardeşi olan Beşiktaşlı Şeyh Yahya Efendi’dir. İstanbullu denizciler Boğaz’ın dört manevi bekçisi olduğuna inanırlar. Bunlar Üsküdar’da Aziz Mahmud Hüdayi, Beykoz’da Yuşa Aleyhisselam, Sarıyer’de Telli Baba ve Beşiktaş’ta Yahya Efendi’dir.
Yahya Efendi’nin Dergahına Bir Fıçı Şarap
Yahya Efendi’nin dergâhına denizciler sık gelir, giderler.Karadeniz’de amansız bir fırtınaya yakalanan Apostol adlı Rum, zor anlarında “Aman Ya Rabbi!” der, “Şu sıkıntıdan bir kurtulayım, Yahya Efendi’nin dergâhına en pahalısından bir fıçı şarap…” O telâşede Müslümanların şarap içmedikleri hatırına gelmez. Yine aynı dalgınlıkla fıçıyı dergâha getirir. Müridler bu işe bayağı bozulurlar. Hatta içlerinden ters ters bakanlar olur. Apostol yaptığı gafın farkına vardığında, çok geçtir. Tam fıçıyı açmakla, kaçmak arasında tereddütler geçirdiği anda Yahya Efendi görünür. Aman efendim! Niye zahmet ettiniz der, Hadi açın da misafirlerimizin ağzı tatlansın! Garibim fıçıyı korka korka açar, ama içinden mis gibi nar şerbeti çıkar. Büyük veli onu mahçup etmez, hatasını kerametiyle örter. İşte bu tavır üzerine Rum gemici Ey yol güneşi Vallahi senin dinin haktır diyerek Müslüman olur.
Yorum yapın