İNSANLARIN GİYİMLERİ İLE UĞRAŞMAYIN

 

İnsanların giyimleri ile uğraşana kadar. Karınlarını nasıl doyurabiliriz diye düşünün. Açlar dünyada ekmek kıtlığı var diye düşünürmüş. Toklar ise dünyada aç yok diye düşünürmüş. İktidarda aç olmadığını düşünüyor. Çünkü saraydan özle gözüküyor olmalı. Öyle olmasaydı giyimleri ile uğraşırlar mı? Başörtüsünü referanduma götürelim diyorlar. İnsan başını neden örter. İnsanın en hassas organı beynidir.  Bu en hassas organını kışın soğuktan yazın sıcak korumak için başörtüsü kullanırlar. Erkekler şapka kullanır. Kadınlarda çeşitli örtüler kullanırlar. Bu başörtüsü meselesini referanduma götürelim diyorlar. İktidar neden referanduma götürelim diyor. Hiç merak edip düşündünüz mü? Şayet referanduma götürürlerse bir taşla iki kuş vuracaklar. Hem hedeflerine nail olacaklar. Hem kendilerini destekleyen ne kadar oy gelecek onu görecekler. Bu referandumdan çıkacak netice ile de seçim hazırlığı yapmayı planlıyorlar. Şimdi bol keseden atmaya başladılar. Bunlar oy için düşünülen şeyler. Şimdi aralık sonu ve ocak ayı başı çok kırı tik iki tarihtir. Vermediler demesinler diye. Aralık sonunda verecekler. Ocak başında da verdiklerinden fazlasını alacaklar. İktidarın istikrarlı bir programı yok. Maliye bakanı milletle kafa buluyor. Resmen dalga geçiyor. EYT kelimesini hiç duymamış gibi. Şaşkın şaşkın milletin yüzüne bakarak. Ne anlama gelmiyormuş gibi hareket ederek milletle dalga geçiyor. Ey sayın maliye bakanı sen bu yollardan geçerken. Geçtiğin o yollardan çok kişiler geldi ve geçti. Seni sulu dereye götürürler susuz getirirler. Sen kimlerle çelik çomak oynadığının farkında değilsin. Öyle saf rolleri oynayarak milleti kandıracağını zannediyorsan yaya kalırsın.  Bir işi yapacaksanız. Doğru dürüst yapın. Bazı şeylerin arkasına gizlenerek hedeflediğiniz yere gitmeye çalışmayın. Başörtüsünü bahane ederek. Amacınıza ulaşmayı planlıyorsunuz amma bu plan tutmuyor. Başörtüsünü bahane ederek arzuladığınız hedefe ulaşmazsınız. Ne verirseniz elinle o gider seninle. Veriliyor amma gidecek mi gitmeyecek mi? Onu bilen yok! Bu dünyanın gelip geçici olduğunu hepimiz biliyoruz. Hepimiz bir gün mutlaka geldiğimiz yere döneceğiz. Bu dünya yalancı gelip geçici bir dünya. Ebedi kalacağımız yer gideceğimiz yerdir. Orada ilk sorulacak şeyler. Burada edindiğimiz varlıklarımızın hesabının verileceği bir yerdir.  Bir hikâye anlatayım. Adamın birisi çok zenginmiş. Hastalanmış kendisini iyi hissetmeyince. Çocuklarını toplamış. Çocuklar ben kendimi iyi hissetmiyorum. Ben ilk gün kabirde korkarım. Biriniz benim yanımda bir gece yatın demiş. Herkes birbirine bakmaya başlayınca anladım. Sizden hayır yok. O zaman para ile yatacak birisini bulun diyor. Aradan iki gün geçiyor. Adam vefat ediyor. Bir gece kabirde yatacak olana yüklü para verilecektir diye ilan veriyor. Hayatını dağdan odun getirip satarak geçimini sağlayan oduncu. Bir gece kabirde vefat edenin yanında yatabileceğini söylüyor. Kabri geniş kazıyorlar. Birsi ölü birisi diri iki kişiyi mezara koyuyorlar. Bir hortum sallıyorlar. Kabri kapatıyorlar. Sorgu melekleri geliyor. Burada iki kişi var. Dünyaya geri dönecek. Önce bunu hesaba çekelim diyorlar. Başlıyorlar sorguya sen dünyada ne yapıyorsun. Odunculuk yapıyorum diyor. Neyin var diye soruyorlar. Bir eşeğim, bir baltam birde urganım var diyor. Eşeğin parasını nereden buldun. Baltanın parasın nereden buldun gibi sorularla sabaha kadar oduncuyu sorguya çekiyorlar. Sabah oluyor mezarı açıyorlar. Oduncuyu kan revan içersin de çıkarıyorlar. Tabi şaşkın bir halde. Eve götürüyorlar kendine gelmesini sağlıyorlar. Parayı uzatıyorlar. Ne parası kardeşim ben sabaha kadar bir eşeğin, bir baltanın, bir ipin hesabını veremedi. Orada yatana acıyorum bu kadar malın hesabını nasıl verecek diyor. Parayı almıyor. Allah ayeti kerimesinde “Her şeyi af ederim, benim karşıma kul hakkı ile gelmeyin” diye buyuruyor. Allah üzerinde kul hakkı ile gidenlerden eylemesin. Saygılarımla.

Türkiye laiktir, laik kalacaktır. Ne mutlu Atatürkçüyüm diyenlere! Ne mutlu cumhuriyetçiyim diyenlere! Ne mutlu Türk milliyetçisiyim diyenlere! Ne mutlu varlığım Türk varlığına armağan olsun diyenlere! NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!