Bu soruyu kendinize sorduğunuzda birçok şey sıralamak mümkün. Ben konuştuğum kişilerden kısa bir özet yapmak istiyorum. İnsan en çok neye üzülüyormuş, hep birlikte inceleyelim.

 

Baba veya annesinin ölümüne, unutulup hatırlanmadığını düşündüğünde, sevdiğini insan tarafından değer verilmediği görmek, kendini değersiz hissetmek, anlaşılmamak, derdini anlatacak muhatap bulamamak, yalnızlık (kalabalık içinde yalnızlık), yanlış anlaşılmak, yaşlandığında nasıl huysuz olacağını düşünmek, (dün bir arkadaşımın huysuzluğuna şahit oldum ve yok yere elemanlara ayar çekmeye başladı ve kimse de ne olduğunu anlamadı. Huysuz ihtiyarlar gerçekten çok zor kişiler.), içip içip kendisine yakışmayacak  şeyler yapmak, istemediğin bir hayatı yaşıyor olman, hayallerinle hayatın arasındaki uçurum, yaptığın iyiliklerin, fedakarlıkların fark edilmiyor olması, sevdiğin insanların zor durumlarında yanında olmaması. Bunları çoğaltmak mümkün. İnsanların değer yargıları, istekleri, beklentileri farklı olduğu için farklı bir çok üzüntüler ortaya çıkabilir.

 

En iyisi hayata olumlu bakmak ve üzüntüleri bir kenara bırakmak değil mi? 

 

ALİYA İZZETBEGOVİÇ’DEN BAZI CÜMLELER

 

Bizi toprağa gömdüler fakat tohum olduğumuzu bilmiyorlardı..

 

Biz de zalimlerden olursak, zulme karşı savaşmamızın bir anlamı kalmaz.

 

Ve her şey bittiğinde, hatırlayacağımız şey; düşmanlarımızın sözleri değil, dostlarımızın sessizliği olacaktır.

 

Yeryüzünün öğretmeni olabilmek için gökyüzünün öğrencisi olmak lazım.

 

Savaşta büyük zulme uğradınız. Zalimleri affedip affetmemekte serbestsiniz. Ne yaparsanız yapın ama soykırımı unutmayın. Çünkü unutulan soykırım tekrarlanır.

 

Biz ölüyoruz ama onlar da kazanmıyorlar…

 

Ben Avrupa'ya giderken kafam önümde eğik gitmiyorum. Çünkü; kadın, çocuk ve ihtiyar öldürmedik. Çünkü; hiçbir kutsal yere saldırmadık. Oysa onlar bunların tamamını yaptı. Hem de Batı`nın gözü önünde; Batı medeniyeti adına.

 

Hiç kimse intikam peşinde koşmamalı, sadece adaleti aramalıdır. Çünkü intikam sonu olmayan kötülüklerin de kapısını açar. Geçmişi unutmayın ama onunla da yaşamayın.0

 

Hakiki vatansever vatanını diğerlerine üstün tutan değil, vatanının övgüye mazhar olması için hareket edendir.

 

Din hurafeleri yok etmezse, hurafeler dini yok eder.

 

Sanat için soyunana alkış tutanlar; Allah için giyinene neden zulmeder?

 

Kabile ve ulusun dar sınırlarından kurtulmak için kendinizi Müslüman olarak düşünmeye başlayın.

 

Ölmeye hazır olan insanlar, ölmeye hazır olmayanlara karşı galip gelirler.

 

Hukuk benim için sadece meslek değil inancım, yaşam tercihim ve hayat felsefem6Kur'an edebiyat değil, hayattır; dolayısıyla O'na bir düşünce tarzı değil, bir yaşama tarzı olarak bakılmalıdır.

 

Geleceğimizi geçmişimizde aramayacağız. Kin ve intikam peşinde koşmayacağız.

 

Ey teslimiyet, senin adın İslam'dır!