Önce porsiyonları küçültün denildi. Sonra alışverişlerinizi kısıtlayın denildi. Olmadı 4 kilo et yerine yarım kilo alın. 2 kilo domates yerine 2 tane domates alın. Zaten kış gününde turfanda sebze vücuda faydalı değil. Biber mi alacağız 3 tane alalım bir kilo yerine. Fırsatçılara fırsat vermeyelim gibi laflar ediyor. Bu fırsatçılar kimledir? Fırsatçılar mı fiyatlarla oynuyor? Yolsa üreticilerin girdilerine devamlı zam yapan bu fırsatçılar mı? Bu devirde ayda 4 kilo et yiyen sizin gibi tuzu kurulardır. Siz milletten tamamen koptunuz. Millet ile dalga geçmeye başladınız. İktidar mensubu başka birisi “ülkede bolluk var. Bunlar yalan söylüyorlar” diyor. Söylemler birbirini tutmuyor. Bolluk olan yerde pahalılık olmaz. Satıcılar birbirleri ile rekabete girerler fiyatları aşağı çekerler. Siz milletle dalga geçin bakalım. Millet sizinle öyle bir dalga geçer ki feleğiniz şaşar bir daha kendinizi toplama fırsatı bile bulamazsınız. Genelde olaylar dönüp dolaşıp üreticiye dayanıyor. Yani köylü ve çiftçiye. Tarım ürünleri ve hayvancılıkla kim ilgileniyor. Tarım bakanı Bekir Pakdemirli değil mi? Bu tarım bakanınız attı mı mangalda kül bırakmıyor. Tarım ve hayvancılık da Avrupa da birinciyiz diyor. Millete böyle uydurma şeyler söyleyene kadar. Tarım bakanını çağırın ondan bu tarımın neden bu duruma geldiğinin hesabını sorun. Bu nasıl Avrupa da birinciyiz bize bir anlat deyin. Bakalım nasıl bir yanıt verecek. Soramazsınız çünkü o bildiğim kadarı ile seçilmiş değil. Siz seçilmişler atanmışlara hesap soramıyorsunuz. Hesap vereceği makam belli saraydır. Böylelikle ortaya çıkan tabloyu kurtarmak için. Siz seçilmişler! Gerçek ile hiç alakası olmayacak sözler söylemeye mecbur kalıyorsunuz. Ne uğruna iktidarı kurtarma uğruna. Yarı bu milletin yüzüne nasıl bakacaksınız? Sokakta nasıl dolaşacaksınız? O zaman yapacağınız tek bir şey var. Kendinizin inanmadığı bir şeyi millete inandırmaya çalışmayın. Artık milletin yiyeceğine içeceğini karışmayın. Marketlere tabela asılmış. Bazı ürünler için birden fazla almayı diye. Ey AKP ben CHP’li değilim. CHP’yi bu konuda çok eleştirdiniz. Kurtuluş savaşı verilmiş sıfırdan bir devlet kurulmuş. Doğru dürüst sanayisi yok. Böyle durumda bazı ürünleri karneye bağlamış. Evet ben biliyorum ve yaşadım. Çocuktum bir litre gazyağı almak için kuyrukta bekledim. Bazı şeyler karne ile idi. Şimdi geldiğimiz noktanın o zamanda ne farkı var. O zaman dışarıdan almanda mümkün değildi. Amma şimdi dışarıdan almanız mümkün. O zamanda para yoktu şimdide para yok. Bu ülke 2002 de dünyada kendi kendine yetebilen 7 ülkeden biri idi. Şimdi A da Z ye her şeyi dışarıdan alıyoruz. Önce tütün olayı bitirildi. Ürünü ve işleme tesisleri satıldı. Ve kapatıldı. Sonra pancar ele alındı. Kota kondu şeker fabrikaları satıldıkça pancar üretimi de azaldı. Kota kondu. Milli servetlerimiz elden çıkarıldı. Tarımda çalışanların oranı %38 den %6-7’lere düşürüldü. Şimdi bu%6-7’nin kıymetini bilmez bunları da bitirirsek çok kötü duruma düşeriz. Onun için çiftçilere gerekli destek verilmelidir. Bunlar tarım dam uzaklaşırsa olay çok gerilere döner. Köylü milletin efendisidir sözü yabana atılacak bir söz değildir. O beğenmediğiniz eski Türkiye de bunlar olmuyordu. Ne söylediğinizin farlında değilsiniz. Ekonominin dibe vurduğunun işaretini kendiniz veriyorsunuz. Önemli olan güvendir. Bugün kötü giden günün 10 gün sonra iyiye gideceğine milletin güveni kalmadı. Güvenin kaybolduğu yerde huzurun olması mümkün değildir. Milletin cumhur ittifakına güveni kalmamıştır. Göstermelik nikahla evlilik yürümez. Cumhur ittifakının durumu bugün ayni durumdur. Her an nikah bozula bilir. Saygılarımla.
Türkiye laiktir laik kalacaktır. Ne mutlu Atatürkçüyüm diyenlere! Ne mutlu cumhuriyetçiyim diyenlere! Ne mutlu Türk milliyetçisiyim diyenlere! Ne mutlu varlığım Türk varlığına armağan olsun diyenlere! Ne mutlu demokratım diyenlere! NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!
Yorum yapın