İKİ ÖNEMLİ MESLEK VARDIR
Bir ülkeyi yıpratmak istiyorsanız. Milli eğitimi ile oynayın derler. İşte iki önemli meslekten birisi öğretmenliktir. İkincisi de sağlıkçılardır. Milli eğitimiz ile öyle oynadılar ki? Öğrencilerin kafaları allak bullak oldu. Eskiden ilk okul 5 sene, orta okul 3 sene, lise 3 sene idi. Ne yaptılar? 4+4+4 şeklinde değiştirdiler. Milli eğitimde ağırlık imam hatip liselerindedir. Yanlış hatırlamıyorsam 3 500 kusur imam hatip lisesi var. 350 fen lisesi var. Bu milli eğitim sistemi ile ülkede bilim adamı yetiştirmek şansa kalmıştır. Ancak din adamı yetişir. Din adamı yetişmesin demiyoruz. Tabi din adamı da yetişecek. Fakat arada bu kadar fak olmaz. AKP iktidar olduğu zaman şöyle bir söylemde bulunmuştu. “Dinine ve kinine sahip çıkacak nesil yetiştireceğiz” demişti. Bu söylem din eğitimine ağırlık verileceğini gösteriyordu. Ne tekimde okul sayılarına bakıldığında bu açıkça anlaşılıyor. Biz gelelim iki önemli mesleği incelemeye. İktidar ile iki meslek gurubunun da sorunu var. Binlerce öğretmen atama beklerken. İktidar anlaşmalı öğretmenlerle işi götürüyor. Şimdi öğretmen ataması yapıldı. Bu sözleşmeli öğretmemler atanmış olmasın? Çünkü bu öğretmen ataması zamansız bir zamanda yapıldı. İktidar ile öğretmenler arasında atama sorunu yaşanıyor. Yıllardır da bitmedi. Öğretmenlik önemli bir meslektir. Önem bakımından en önde gelen meslektir. Çünkü diğer bütün mesleklerde çalışanları öğretmenler yetiştirmiştir. İkinci önemli meslekte sağlıktır. İşte bu sağlıkçıları da yetiştiren öğretmenlerdir. Sağlı hayatımızın en önemli parçasıdır. Sağlık olmadan hiçbir şey olmaz. Olması da mümkün değildir. Şu sağlıkçıların iki senedir çektiğini hiç kimse çekmemiştir. Sanki esir hayatı yaşadılar dersem yanlış olmaz. Virüsle mücadelede yalnız sağlıkçılar vardı. Günlerce evlerine gidemediler. Çocuklarını dahi camdan görebildiler. Allah hepsinden razı olsun. İnsanları kandırmayı çok iyi biliyoruz. Gece balkonlara çıkıp sağlıkçıları alkışlayan ve sağlıkçılara methiyeler düzen bizler değil miydik? Lanet virüs yüzünde hastaneler de yatak bulunamadı. Fakat o sağlıkçılar bütün imkansızlıklara rağmen yılmadan mücadeleye devam ettiler. Hayatını kaybedenler oldu. Ruhları şad mekanları cennet olsun. Bu korona virüs yüzünde hayatlarını kaybettiler. Bu hastalık meslek hastalığı kabul edilsin dediler kabul görmedi. Fazla mesai hakları olmasına rağmen verilmedi. Bildiğim kadarı ile bir ödenek için söz verildi. Bu da yerine getirilmedi. Dertlerini dile getirmek için mikrofon uzatan basın mensuplarına röportaj verenleri cezalandırdılar. Konuşma yasağı getirdiler. Verilen sözler yerine getirilmedi. Sağlık mesleği önem bakımından birinci sırada olması gerekir. Fakat doktoru, hemşireyi hasta bakıcıyı yetiştirende öğretmenlerdir. Onun için önem bakımında ikinci önemli meslektir. Hastaneyi evleri gibi gören bu sağlıkçılara verilen sözler yerine getirilmedi. Ne öğretmenlerin, nede sağlıkçıların hakları ödenemez. Milyonları verseniz haklarını ödeyemezsiniz. Hak ettiklerini bari ödeyin. Edindiğim bilgiye göre yabancı ülkelere birçok doktor gitmiş. Gitmek içinde devamlı müracaatlar geliyormuş. Bu sağlıkçıların hakları verilsin. Bilhassa sağlıkçıların morallerinin yüksek tutulmasının ülkeye çok faydası vardır. Böyle dertleri varken birde kendini bilmezler tarafından saldırıya uğruyorlar. Ne hikmetse saldırıyı yapanların ceza aldığını da duymadık. Nasıl emniyet mensuplarına yapılan saldırılar. Görev başındaki memura saldırı olarak geçiyorsa. Hastanedeki saldırılarda görev başındaki görevliye saldırı kabul edilmelidir. İktidar bu olayı fazla önemsemiyor. Halbuki sağlıkçıya yapılan saldırı görev başındaki memura yapılan saldırı ile eş değerde dedir. Sağlıkçılarımızın ve öğretmenlerimizin sorunlarına kısa zamanda çare bulunmalıdır. Dış ülkelere giden doktorlar her halde benim yüzümden gitmemişlerdir. Gitmelerine sebep olanlar ülke adına üzülecek bir şey yapmışlardır. Allah öğretmenlerimizden ve sağlıkçılarımızdan razı olsun. Onlar bu virüsle mücadelenin kahramanlarıdır. Saygılarımla.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE! 09- 02- 2022 Mustafa KOÇAL
Yorum yapın