HİÇBİR SORUN ÇÖZÜLMEDİ
Gündem olan olaydan bahsedelim. Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayının açıklanması gündemi meşgul etti. Başrolde İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener vardı. İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Belediye Başkanı Mansur Yavaşı göreve çağırdı. Aday olmaları için bu çağrıyı yaptı. Bence bu belediye başkanlarını göreve çağırmak mantıksızlıktı. Bu belediye başkanlarının İyi Parti ile ilgileri de yoktu. Başka bir partinin belediye başkanlarını göreve çağırmak o partinin içişlerine karışmaktır. O belediye başkanları görevlerin laiki ile yapıyorlardı.
Bu belediye başkanlarının aday olmayacaklarını açıklanması Meral Akşener’i sinirlendirdi. Altılı masadan ayrıldı. Ayrılmakla kalmadı altılı masayı kötüledi. Konuşmam serti mi sert olmalıydı diyor. Bu sözler altılı masaya idi. Bir kapıyı açılmamak üzere kapatıyorsan. O kapıyı bir daha açma. Şayet açacak isen ılımlı konuşman gerekirdi. O konuşmadan sonra altılı masadakilerin yüzüne nasıl bakacaksın. Gün boyunca konuşmalar yapıldı. Altılı masa millet ittifakının adayını belirlemek için Saadet Partisi’nde Karamollaoğlu’nun başkanlığında toplandı. Meral Akşener’in bu toplantıya katılmayacağı söylendi. Sonra toplantıya katılacağı söylendi. Ve sonunda toplantıya katıldı. Altılı masa toplantısını yaptı. Zaten bizce beli olan adayın açıklanmasına geldi sıra. Saadet Partisi Lideri Karamollaoğlu toplantı salonunda alınan kararı açıklamak için, toplantıda belirledikleri millet ittifakının adayını açıklamak için salondan dışarıya çıktılar. Altılı masanın bütün üyeleri Meral Akşener dahil olmak üzere aday açıklamasında bulundular. Saadet Parti Lideri Karamollaoğlu dışardaki toplantıyı açtıktan sonra. Millet ittifakının toplantıda aldıkları adayın ismini açıkladı. Millet ittifakının 13. Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu olduğunu açıkladı. Meral Akşener’in bundan memnun olmadığı suratından belli idi. Uykusuzdum, yorgundum demesi ile suratının asıklığa mazeret üretmeye çalıştı. Bizlerin bu söyleme inanmamız mümkün değildir. Meral Akşener, Kemal Kılıçdaroğlu’nun aday olmasını istemiyordu. Birisinin kendisine aday olmasını söylemesini bekledi? Bu şuradan anlıyorum. İki Büyükşehrin belediye başkanını aday olmaya çağırmasıdır. Bana sen kendin aday ol demelerinin beklentisidir. Şimdi diğer bir sorunumuzdan bahsedelim. Deprem bölgesinde hiçbir sorun çözülmüş değil. Hala çadır sorunu var. Kızılay çadırları satmış. Bu Kızılay başkasının elinde olsaydı şimdiye çoktan hallolurdu. Su sorunu var. Sağlık bakanı “Şebeke suyunu içmeyin” diyor. Bunu söyleyen bir bakan bunun çözümünü bulması gerekmez mi? Deprem bölgesinde ki? Vatandaşlarımız Allaha emanet. Biz konuşmaya geldi mi? Büyük devletiz diye övünüyoruz. Amma söylemle peynir gemisi yürünüyor. Bundan böyle deprem bölgesinden oy beklenmeyeceği için. Bunu telafi etmek için başka yerlere seçim yatırımı yapılacaklardır. Deprem bölgesinde A dan Z her şeye ihtiyaç var. Bu isteklerin hakkından ancak devlet gelebilir. Deprem bölgesinde çok sık söylenen söz devlet nerede deniyor. Çünkü deprem bölgesinde hiçbir sorun çözülmedi. Milletin desteği olmasaydı oralar perişan olurdu. Saygılarımla.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!
Yorum yapın