HER ŞEYİN ÇİVİSİ ÇIKTI
Eski Ankara belediye başkanı Melih gökçek kadar sağa, sola zorluk çıkaran ve bazı kurumları engelleyen birisi daha gelmemiştir. Kendisini üstün gören ve bulunulmaz Bursa kumaşı gibi gören birisi olmamıştır. Tayyip Erdoğan tarafından belediye başkanlığından alındı. Fakat neye istinaden görevden alındığı açıklanmadı. Demokrat partinin genel merkez binasının olduğu yeri. Araç toplanma merkezi yapıyor. Demokrat parti binasını demokrat partiden almak için. Olay mahkemeye intikal ediyor. Mahkeme demokrat parti lehine karar veriyor. Melih gökçek belediye meclisinde karar aldırmış. Şimdi seçilmiş kişilerin aldığı karar mı geçerlidir? Yoksa mahkemenin verdiği karar mı geçerlidir. Adaletin verdiği kararı belediye meclisi tanımıyor. Bu ülkede seçilip gelen kişilerin verdiği kararlar mı geçerlidir? Yoksa adaletin verdiği karar mı geçerlidir? Olay bildiğim kadarı ile şöyle gerçekleşiyor. Önce binaya ait olan arsayı verin diyor. Arsa verilmeyince ben burayı almasını bilirim diyerek. Bu yola başvuruyor. Bu işin hallolmanın yolunu gösteriyorlar. Cumhur ittifakına yakın olun bu iş halledilir diyorlar. Mahkemenin kararını belediye meclisi tanımıyor. Karar verici merci olarak belediye meclisimi üstündür. Yoksa mahkemeler mi üstündür. Belediye meclis üyeleri seçildiği partinin fikrine göre karar verirler. Böyle olunca adalete siyaset karışmış olmaz mı? Adalet mülkün temelidir. Burada mülk ülke anlamına geliyor. Yani vatan anlamına gelmektedir. Demek ki adalet bir devletin temelidir. Sağlık olmayınca nasıl hiçbir şey olmazsa. Millet olmadan da vatan olmaz. Bir devlet belli bir adalet temellerine dayalı olarak kurulur. Onun için adalet devletin kuruluş esaslarını içermekte ’dedir. Amma günümüzde her şeyin çivisi çıkmıştır. Devletin en önemli görevi milletinin refah içeride yaşamasını sağlamaktır. Benden senden diye bir düşünce olmada milletin sırtının pek, karnını tok olmasını sağlamaktır. Fakat ayrımcılık aldı başını gidiyor. Öyle bir devir yaşanmaya başlandı ki? Eski defterler karıştırılıyor. Fakat iktidarın defterlerine bakılmıyor. İktidara muhalif olanların geçmişi araştırılıyor. Ele alınacak hiçbir şey kalmadı. Nereye elini atsan elinde kalıyor. Milletvekillerinin hiçbir değeri kalmadı. Milletin seçtikleri bakan yapılmadı. Dışarıdan bakanlar atandı. Parlamenter sistem devreden çıkarıldı. Atanmışlar seçilmişlere emreder oldu. Onun için milletin derdi ile ilgilenen bakan yok. Bakanlar kendilerini millete karşı borçlu hissetmiyor ki? Adaletin bağımsız olması gerekir. Anayasamın 138’ci maddesi ihlal ediliyor. Bu madde adaletin bağımsızlığının temelidir. Her şey öyle bir çirkinleşti ki? Şiddet sokaklara taştı. Hırsızlık, dolandırıcılık aldı başın gidiyor. Geçim sıkıntısını boyutları gün geçtikçe artıyor. Hiçbir devirde ekmek kuyruklarının oluştuğu dönem olmamıştır. Bu ekmek kuyrukları ülkenin ayna gibi göstergesidir. Çünkü ekmek en önemli besin kaynağımızdır. Ülkenin çekilecek en önemli fotoğrafı ekmek kuyruklarıdır. Çünkü ben 82 yaşındayım böyle bir ekmek kuyruğunu görmedim. Şeker, gaz kuyruklarını bizzat yaşadım. Fakat ekmek kuyruğunu hiç görmedim ve şahitte olmadım. Ekmek çok değerli kutsal bir besin maddesidir. Nerede ise kuranla eş değerde dedir. Nasıl kuranı yerine korken öperek koyuyorsak. Yerden aldığımız ekmeği de öperek emniyetli bir köşeye koyarız. Saygılarımla
Türküm, doğruyum, çalışkanım, ilkem, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi, özümden çok sevmektir. Ülküm, yükselmek ileri gitmektir. Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe, durmadan yürüyeceğime ant içerim. Varlığım, Türk varlığına armağan olsun.
Türkiye laiktir, laik kalacaktır. Ne mutlu Atatürkçüyüm diyenlere! Ne mutlu cumhuriyetçiyim diyenlere! Ne mutlu Türk milliyetçisiyim diyenlere! Ne mutlu varlığım Türk varlığına armağan olsun diyenlere! Ne mutlu demokratım diyenler!
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!
Yorum yapın