GİTMEKMİ ZOR? KALMAK MI?
Doktorlarımızın tıp bayramını kutlayalı henüz birkaç gün oldu. Doktor ve sağlık çalışanlarımız tıp bayramını kutladı mı kutlamadı mı bilmiyorum nedenine gelince sayın Cumhurbaşkanımızın doktorlar için talihsiz bir sözü oldu. Doktorların yurt dışına gitmek istedikleri söylenince giderlerse gitsinler sözlerinin ardından tüm sağlık çalışanları tepki göstererek eylem yaptılar bu eylemlerin 14 Mart Tıp Bayramına rastlaması tabi ki tamamen bir tesadüf olsa da yine de düşündürücü, eğitimleri için yıllarını vermiş hekimlerin yurt dışına gitmeleri demek tecrübelerini birikimlerini anılarını da götürmesi demek arkalarında takip ettiği binlerce hastalarını çaresiz boynu bükük bırakmaları demek.
Bu konuyla ilgili daha yazılacak çok şey var ama ben konuyu şöyle kapatmak istiyorum. Bir gün cerrahın telefonu çalar arayan hastane sekreteridir.
Cerrah telefonunu açar ve sekreter doktor bey ağır bir hasta geldi mutlaka gelmeniz gerekiyor deyince cerrah hemen geliyorum der ve telefonunu kapatıp yola koyulur.
Hastaneye geldiğinde doktoru ağır hasta olan gencin babası karşılar ve adam doktora benim oğlum ölüm döşeğinde niçin böyle geç kaldın diye çıkışır doktor söylenenlere aldırış etmeden ameliyat haneye girer. Ve ameliyat iki saat sürer ve cerrah doktor ameliyat haneden ilk olarak çıkar ve ameliyat ettiği gencin babasının yanından sakince geçip gider hemen ardından yardımcı hekim çıkar ameliyat haneden ve ameliyat olan gencin babasına gözünüz aydın oğlunuz yaşayacak deyince adam yeniden hiddetlenip şu cerrah var ya çok kötü bir adam ne vardı ilk haberi o verseydi deyince yardımcı hekimin gözleri dolarak adama şunları söyledi “senin kötü dediğin o cerrahın oğlu bugün bir otomobil kazasında öldü. Oğlunun defin töreni vardı defin sırasında telefon edip hastaneye gelmesini istedik ve oğlunun defin işlemini yarım bıraktı ve senin oğlunu kurtardı.” Şimdi hekimlerimiz yurt dışına gitsin mi bir kez daha sormak gerekir.
AĞAÇ YAŞKEN KESİLİR
Bu başlığı atarken tepki göreceğimi biliyordum ağaç yaşken kesilir değil Ağaç yaşken eğilir atasözü olmalıydı ancak son günlerde ülkemizin üzerinde oynanan oyunlara bakıldığında yaş ağaç bulup eğitmek çok zor. Zeytinlik alanlara maden arama ruhsatları verilip maden aranmasına ve zeytinlik alanlarında maden sahası oluşturmanın yolu açıldığı yetmezmiş gibi doğal sit alanlarında da maden araması yapılabilecek böylelikle sit alanlarında bulunan anıt ağaçlarının da sonu gelmiş olacak. Tarım bakanımızdan sonra konuyla ilgili Enerji bakanımız Fatih Dönmez de konuya ortak oldu Bakan Dönmez “Zeytin düşmanı bir bakanlık değiliz zeytinler kesilmeyecek sökülerek taşınacak ve başka yerlere dikilecek yani taşıma yapacağız” dedi.
Bakan “taşıdığımız zeytin tutmaz ise yerine beş adet zeytin dikilecek” dedi sayın bakan kimlerden bilgi aldı bilmiyorum ancak sökülüp başka yere taşınıp yeniden ekilen bir Zeytin ağacı yeni yerinde tutmuş olsa bile en az beş yıl meyve vermez bunların hesapları yapıldı mı bilmiyorum. Bildiğim tek şey tüm ülkemize yeteri kadar üretilen zeytin yağını Ayçiçek yağına çevirmeyelim yaşı ilerlemiş olan vatandaşlarımız bilirler eskiden sanayi diye bilinen eski oto garajının çevresinde bir zamanlar 3,4 yağhane yani mengene denilen ay çekirdeklerini sıkarak yağ çıkarırlardı çevre köylerden gelen vatandaşlar çuvallarla ay çekirdeği getirip yağ çıkartırdı rafine olmadığı için yağların ağır bir kokusu olurdu kısacası yarınlarda bizi mengenelere muhtaç etmeyin.
Yorum yapın