GELENEKSİZ BALIKESİR
Sene 2003 ben Trabzon’dayım, mesai arkadaşlarımdan birinin düğünü var. Hazırlanıp çıktık düğüne, elimizde ufak tefek bir hediye.
Düğün salonuna vardığımızda tabii oralı olmadığımız için herkes yabancı. Ne kız evindeniz ne de oğlan. Yabancı olduğumuz her halimizden belli.
Köşe bir yere oturduk eşimle beraber, düğün başlamak üzere. Hemen küçük hediyemizi verip çıkacağız zaten.
Bir kargaşa oluştu aniden, anladım ki gelin ve damat geliyor. Biz bekliyoruz gelin ve damat dans eder, bizde bir ara çıkar dans ederiz diye.
Gelin ve damat salona giriş yaptı ve batım ki orkestra da yok. Allah, Allah dedim kendimce, bu adamlar ne ile dans edecekler. Meğer dans falan yokmuş, bir kemençe çalmaya başladı ve düğün bitene kadar insanlar horon tepti. Ama suratları o kadar mutluydu ki anlatamam, adeta mest oluyorlardı horon teperken. Tabii horonun çeşit, çeşit tüm şekillerini izlemek nasip oldu bize de. Öyle sonradan meşhur edilmeye çalışılan kolbastı falan yoktu Karadenizin göbeğinde.
Düğün bitti artık ve evimize gidiyoruz, yolda ailesiyle yürüyen yaklaşık 8-9 yaşlarında bir çocuk şarkı söyleye, söyleye gidiyor. “ Cerrah paşaya koydim, canumun yarusuni” diye. Hey Allah’ım dedim kendimce, yediden yetmişe Karadenizli bunlar dedim.
Gelelim Balıkesir’in düğünlerine; cangur, cungur bir orkestra eşliğinde öpüşmelerle başlayan bir dans. Ardından bir parça Türkçe’ye benzeyen şarkılar ama müziklerden bir şey anlaşılamıyor. Hatta bazı düğünlerde ne dediğini anlamadığımız yabancı şarkılarla figürler çizmeye çalışan köylü dayılarım. Gökyüzüne fırlama noktasında gençler zıplamakta.
Sokakta gezen gençlerimizin kulaklarında bir kulaklık ve dinledikleri şarkılar yaban ellerden.
Şimdi söyleyin bana Balıkesir’in gerek düğünlerinde gerekse gençlerinde geçmişten gelen bir kültür yapısı var mı? Para ile tutulmuş folklor ekibinden başka.
Yöresel oyunlarımızı oynamayı bilen kişi sayısı nüfusumuzun yüzde 10’u ancaktır sanırım.
Neresinden tutarsanız tutun ve ne yaparsanız yapın. Allah aşkına bir çözüm noktası bulun bu Balıkesir’in kültür varlıklarını yaşatmaya.
Yorum yapın