GEÇİM SIKINTISI

Ülkemizdeki son ekonomik duruma baktığımızda karşımıza çıkan en önemli şey geçim sıkıntısı. Halkın büyük bir bölümü gıda alışverişlerinde zorlanıyor. Son zamanlarda marketler sürekli fiyat ayarlaması yapıyor. Fiyatlar sürekli değişiyor ve yükseliyor. Ambalajlı ürünlerin gramajları sürekli olarak düşüyor. Örneğin; 750 ml olan bir şampuan 600 ml’ye düşürüldü. Ürünün şişesi ise aynı boyutta ve küçültülmedi. Bu aslında kandırmaca olmuyor mu? Tabii, buna satış tekniği diyenlerde çıkabilir.

Geçim sıkıntısı gerçekten çok zor bir şey. Baba veya çalışan annenin ailenin beklentilerini yerine getirememesi ve özellikle çocuklarının istekleri karşısında ezilmesi bu sıkıntının en kötü yanı. Baba ayakkabı alsak, anne bana pantolon lazım. Oğlum, kızım öbür aya alırız. Ama, anne-baba geçen ay da öbür aya alırız demiştiniz. Kısır döndü böyle sürer gider.

Evin elektriği, suyu, kirası, doğalgazı, interneti derken elde para kalmaz oldu. Birde damdan düşenin halini anlamayanlar var. Bu kişiler bugüne kadar “kaç metreküp geldi? acaba doğalgaz” diye bir kere olsun çıkıp doğalgaz saatine bakmayanlardır. Kaç lira gelirse gelsin onlar için fark etmez. Tüm giderleri karşılayacak gelirleri vardır.

Özellikle Corona salgını birlikte aile(hane) geliri üzerinde yıkıcı bir etki yarattı. Dar gelirli vatandaşın yaşadığı geçim zorluğu Corona’ya bağlı olarak daha da arttı. Salgınla birlikte derinleşen ekonomik kriz hane halkı gelirlerini eriterek borç sarmalına iterken, vatandaş yüksek enflasyon ve zamlar nedeniyle ne yapacağını şaşırdı.

Pazar fiyatları ise bir türlü düşmedi. Tencere kaynamakta zorluk çekmeye devam ettikçe, aile borç almaya devam ettikçe önümüzdeki kış zor geçer. Yazın bile pazar fiyatları tavan yapmışken kışın ne olur bilmem!

Balıkesir de bile bamyanın kilosu 20 lira ve bu fiyat halka pahalı geliyor.