“Curiosity Kills The Cat”
İnsanoğlu merak etmekten asla vazgeçmez. Bence fazla merak iyi değildir. Yaşamaması gereken şeyleri yaşatır insana. Bazı şeyleri fazla kurcalamamak gerekir bu kısa dünya hayatında.
Hepinizin bildiği atasözüne göre; insanın başına ne gelirse ya meraktan ya meraktan gelir. Argo tabiri ise sonradan uydurulmuştur. Yani insan ilgilenmemesi gereken bir konuyla aşırı ilgilenir ve üzerine düşerse başına mutlaka bir şey gelir.
Dün arkadaşlarla otururken, oturanlardan birinin sağ gözünde bir şişlik ve yüzünde morluklar gören arkadaş geçmiş olsun ne oldu gözüne, yüzüne? Diye sordu. Yüzü, gözü şiş ve mor olan arkadaş şöyle cevap verdi: -“Curiosity Kills The Cat”. Bu cümleyi ilk kez duymuştum ve İngilizce bilen bir arkadaş şöyle tercüme etti. “Fazla merak kediyi öldürür”. Bazıları bu cümleyi “merak kediyi öldürür” şeklinde de tercüme ediyormuş. Bu İngiliz atasözü çok yaygınmış ve zaman içinde birçok sanatçının eserinde kullandığı bir söz hâline gelmiş. Ayrıca bu isimde 80'lerde var olmuş bir de müzik grubu varmış.

MERAK
Komşu komşuyu merak eder. Alt katta oturan üst katta oturanı, üst katta oturan alt katta oturan. Gelin kaynanayı, kaynana gelini. Fazla meraklı olmak, her şeyi merak etmek iyi bir şey değildir.

YİRMİ ÜÇ
Akıl hastanesinde hasta, merdivenleri inip inip çıkıyormuş kendi kendine konuşarak. Doktor merak etmiş hasta ne konuşuyor kendi kendine diye.
Peşine takılmış. “Yirmi üç, yirmi üç, yirmi üç…” diyormuş hasta sürekli.
Doktorun merakı dayanılmaz hale gelmiş. Hastayı kolundan tutup, “Nedir bu saydığın?” demiş. Doktoru bacaklarından yakaladığı gibi pencereden aşağı atmış hasta. Devam etmiş: “Yirmi dört, yirmi dört, yirmi dört…”

MERAKLI KAYNANA
Kaynananın meraklısı, yeni gelini karşısına oturtmuş.
“Bak kızım,” demiş. “Şimdi sen benim huyumu suyumu merak ediyorsundur. Anlatayım. Ben her şeyi sana açık açık söylemem, ama belli ederim. Eğer kınayı elimin üzerine yakarsam kadınlığını beğenmedim, demektir. Bulaşığı, çamaşırı daha iyi yıka. Yemekleri daha özenli yap. Evin temizliğine dikkat et. Kınayı parmaklarıma yakarsam, oğluma karşı daha saygılı ol. Ona hürmette kusur etme, demektir bu. Kınayı elimin içine yakarsam hiçbir şeyini beğenmedim; sana kızmama az kaldı,  demektir. Şimdi sen söyle, senin huyun suyun nedir?”
Gelin ayağa kalkmış. “Benim huyum suyum belli. Merak edeceğin bir şey yok. Ben öğlene doğru kalkarım, kahvemi yaparım, sigaramı yakarım, bacak bacak üstüne atarım, bütün gün kahve içip sigara tüttürürüm. Şimdi sen kınayı nerene istiyorsan orana yak kaynana!” demiş.
Uzun lafın kısası merak iyi bir şey değil. Tabii, bu arada öğrenme merakı ile dedikodu merakını karıştırmamak gerekir.