FATİH NİYE ÜSTÜN?
Napolyon, S. Helen adasında sürgün bulunduğu sırada;
- Fatih mi yoksa siz mi büyüksünüz? Sorusunu soranlara şöyle cevap vermişti:
- Büyüklükte ben onun çırağı bile olamam.
Çünkü ben, kılıçla zapt ettiğim yerleri henüz hayattayken geri vermiş bir bedbahtım.
O ise; fethettiği yerleri nesilden nesille intikal ettirmenin sırrına ermiş bir bahtiyardır.
FETVA ve KARINCA
Kanuni Sultan Süleyman, sarayın bahçesindeki armut ağaçlarını kurutan karıncaların öldürülmesi için Şeyhülislam Ebussuud Efendi’den şu beyitle fetva istemiş:
- Dırahta ger ziyan etse karınca
Zararı var mıdır ânı kırınca
(Yani ürünlere zarar veren karıncaları öldürmek te şer’an zarar var mıdır?)
Ebussuud Efendi, bir beyitle cevap vermiş:
-Yarın Hakk'ın divanına varınca
Süleyman'dan hakkın alır karınca
GEÇMİŞ OLSUN
Atatürk, yurdumuzu ziyaret etmekte olan Yugoslav kralı Aleksandır ile İstanbul'da Dolmabahçe Sarayı'nda konuşurken konuk kral:
- Ekselans, biz Türkleri çok severiz. Sevgimiz o kadar çok ki, vaktiyle Birinci Cihan Harbi'nin sonunda Lloyd George Batı Anadolu'yu Yunanistan'a teklif etmeden evvel bize teklif etmişti. Fakat biz Yugoslavlar, Türkleri çok sevdiğimiz için Lloyd George'un bu önerisini kabul edip Anadolu seferine çıkmadık.
Atatürk, kralın bu sözlerine karşılık cevabı şu olur:
- Haşmetmeap, evvela bize karşı olan sevginize teşekkür ederiz. Sonra ise, büyük geçmiş olsun derim.
İNCİLİ ÇAVUŞ
İncili Çavuş, padişahın isteği üzerine vezirlerinden birinin taklidini yaparak padişahı eğlendirmiş.
Bunu duyan vezir haliyle çok kızmış:
- İncili'yi geberteyim de aleme ibret olsun, demiş.
Can derdine düşen İncili, padişaha koşup durumu anlatmış.
- Hele öldürsün de göreyim. Ben de onu asarım! Deyince, İncili:
- Aman hünkârım, demiş. Beni öldürmeden önce onu assanız olmaz mı?
Yorum yapın