İkide bir eski Türkiye deniyor. Ne amaçla deniyor? Eski Türkiye’yi yöneten iktidarları kötülemek amaçlı söyleniyor. Bunu söyleyenler ülkenin bugünkü halini görmüyorlar mı? Görüyorlar görmesine de bir şey söyleyemiyorlar. Nereden bakarsanız bakın. Ülke bugünkü durumundan her yönü ile iki kat daha iyi idi. Hiçbir kurum ve kuruluş durumundan şikayetçi değildi. Şimdi hangi kuruma ellini atasan elinde kalıyor. Mesela yargıyı ele alalım. Eskiden yargıya güven yüksek oranlarda idi. Şimdi çok aşağılara düşmüş durumda. Hatta orduya güven Bildiğim kadarı ile %92 idi şimdi 60 civarında. Ergenekon davaları zamanında daha da aşağılarda idi. Sonra yapılan incelemelerde CD’lerin sahte olduğu ortaya çıktı. Orduya güven 60 civarlarına çıktı. Çünkü ordu için camileri bombalayacaklardı. Kendi uçağımızı düşüreceklerdi gibi birçok karalamalar yapıldı. Nereyi araştırırsanız araştırın güvenin kalmadığını görürsünüz. Bu güvensizliği yaratan muhalefet değildir. Bu güvensizliği yaratan iktidarın kendisi idi. Eski sistem olsaydı. Bugünkü iktidarın meclisten güven oyu alması dahi mümkün olmazdı. Bugünkü iktidarı denetleyecek hiçbir kurum yok. Eski Türkiye’yi devamlı eleştiren iktidar. Kendisi için hiç aynaya bakmıyor. Ayna ile araları bozuk herhalde? İçten gelerek aynaya bir baksalar! Kendisini gördüklerinde, hemen kılık değiştirirler. Kurumların durumu biri birinden daha bozuk. Çünkü izledikleri politikalar yanlış. Bir ülkeyi yok edecekseniz önce milli eğitiminden başlayın derler. Milli eğitim sistemi kaç defa değişti. Sonunda 4+4+4 sistemini getirdiler. Her şeyden önce bağımsız bir yargı sistemimiz yok. En önemli yargıdır. Milletin yargıya güvenin sarsılmasının birinci sebebi iktidardır. Anayasanın 138’ci maddesine uyulmuyor. Bu madde ihlal ediliyor. Terörle mücadelede yanlış uygulama yapılıyor. Terörle müzakere edilmez mücadele edilir. Bu iktidar müzakere etti. Oslo da PKK’nın üst düzey yöneticileri ile gizli görüşme yapıldı. İmralı da ki Öcalan ile görüşmeler yapıldı. Akiller gurubu oluşturuldu 7 gurup oluşturdular. Her bölgede bir gurup toplantılar yaptı. Bu toplantılara AKP’nin il başkanları toplantıya katılacakları belirledi. Bu akiller gurubu 3 ay çalıştı. Bu akillerin guruplarının toplantılarının olduğu yerlerde olaylar oldu. Bu akiller Tayyip Erdoğan’a bir toplantıda rapor verdiler. Bu akillerin raporu doğrultusunda barış süreci başlatıldı. Bu süreci akillerin raporu ile meşrulaştırmaya çalıştılar. Halbuki bu rapor meclis tarafından hazırlanmalıydı. Eski Türkiye de bunlar olmadı. Çünkü eski Türkiye iktidarlarında terörle mücadele ettiler. Bitme noktasındaki terörü her geçen gün tırmandırdılar. İktidarlarının ilk senelerinde ayda iki üç şehit veriliyordu. Her ay şehit sayısı artarak yukarı doğru çıkıyordu. Bildiğim kadarı ile ayada 100 civarına kadar çıktı. Yeni Türkiye de her şey kötü gitmeye başladı. Buraya kadar anlattığım olayların hiç birisi eski Türkiye de olmadı. Meclisten istedikleri her konuyu kolayca çıkarıyorlardı. MHP ile AKP sanki asırlardır birbirine düşman gibi idiler. Birbirlerine ip atmaklar, gerçi bu ip atmak söylenenlerin yanında sol da sıfır kalırdı. Birbirlerine çok ağır hakaretler ettiler. Bu iki partinin bir araya gelmesi mümkün değil diyorduk. Eski Türkiye’nin en önemli olayı bu iki partinin birbirine söyledikleri ağır sözledir. Bu konu biraz uzayacak yarın devam edeceğim. Saygılarımla
Türkiye laiktir, laik kalacaktır. Ne mutlu Atatürkçüyüm diyenlere! Ne mutlu cumhuriyetçiyim diyenlere! Ne mutlu Türk milliyetçisiyim diyenlere! Ne mutlu varlığım Türk varlığına armağan olsun diyenlere! Ne mutlu demokratım diyenlere! NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!
Yorum yapın