EĞLENCEYE HOŞGELDİNİZ

“Dünya Hayatı Eğlence Değildir”
Ne güldük, ne eğlendik, ne oynadık bir bilsen anlatamam diye söze başlarız bazen. İnsanlar genellikle gülmeyi, eğlenmeyi sever. Bundan normal bir şey de yok elbette. Ancak, dünya hayatının sadece eğlenceden ve oyundan ibaret olmadığını unutmadan yaşamak gerekiyor.
Dünya hayatı ve ondaki nimetler, kadınlar, oğullar, altın ve gümüş, evler ve binekler, nefsin arzuladığı şeyler çok süslüdür. Ancak bunların hepsi gelip geçicidir. Dünya hayatı kesinlikle bizi aldatmamalıdır. İnsanlar bazen ateşin etrafında dönen pervaneler gibi hareket edebiliyorlar. Ateşe düşeceğini bildiği halde geçici dünya hayatını tüm günahları ile yaşamaya devam ediyor. Çok yakınlarımızı kaybetmemiz bile bizi etkilemiyor. Hiçbir kurala uymadan yaşamaya devam edebiliyoruz. Dünya hayatı bir eğlence ve oyundan ibarettir. Bir gün ecel gelip bu oyunu bitirecektir. Ecele toslamadan önce, bu hakikati gözümüzün önüne koymalı ve asla unutmamalıyız. , “Dünya hayatı ancak bir eğlence ve oyundan ibarettir. Ahiret yurduna gelince, işte gerçek hayat odur. Keşke bilselerdi.” (Ankebut, 64) Rabbimizin kulları için yarattığı ziynetleri ve temiz rızıkları kimse yasaklayamaz fakat bunlara dalıp ebedi hayatı unutmak, insan için büyük bir kayıp, büyük bir hüsrandır. Dünya hayatını tercih edenlerin sayısı son zamanlarda arttı gibi. Oysa ahiret hayatı sürekli ve daha hayırlıdır.
Dünya hayatının oyun ve eğlencesi olmamak için, dinimizi ciddiye alıp ona samimiyetle sarılmak gerekir.
Rabbimiz, inananlara mükâfatlarını en güzeli ile vereceğini müjdelemektedir. İşi gücü dünya olan, dünya hayatından başka kaygı ve düşüncesi olmayan, günahlarla haşır neşir olan kişiler kaybetmeye mahkûmdurlar. Bunlar Rablerinin ilahi ikaz ve uyarılarına kulak vermemiş dünyaperest kimselerdir. Sadece dünya hayatıyla, dünya hayatının nimetleri ile sevinenler kendilerine yazık etmiş kimselerdir.
“Rabbine günahkâr olarak varana, cehennem vardır. Orada ne ölür, ne de yaşar.” (Ta-Ha, 74)