DODURGA ZAFERİ

Dodurga bir nahiye, burada bir seçim yapıldı. Yapılan seçimi AKP kazandı. Zannedersiniz ki 500 bin kişilik bir yerde seçim yapılmış. Şimdi soruyorum! Dodurga da seçimi alabilmek için. Ne vaatler de bulundunuz? AKP bir nahiyede seçim kazandı. Havalara girdi.  2023 seçimlerinin habercisi diyorlar. Bu seçim AKP’yi iyice havalara soktu. Yöneticiler öyle havalara girmiş ki? Böyle seçmeni az olan yerlerde. Her parti seçime girmez. Çünkü böyle küçük yerlerde seçmeni etkileyecek faktörler daha etkili olma imkanına sahip olurlar. İktidar partisinin verdiği vaatler daha etkili olur. Şayet bu kazandığınız seçim sizi çok mutlu etti ise. Her hafta bir yerlerde seçim yapın. Bu seçimin seçmen nezdinde hiç değeri yok. Konuşmaya dahi değmez. Seçmeni ilgilendiren konu geçim sorunu. Şimdi öyle bir olaylar geçekleşti ki. Büyük mevkilerden emekli olanların maaşları herkesten daha çok arttı. En göze çarpan emekli millet vekillerinin maaşları artırıldı.  Dar gelirliler gözden çıkarıldı. Dar gelirlilerde yiyecek yardımı yaparlar. AKP büyük mevki sahibi olanların büyük midesi.  Küçük mevki sahibi olanların küçük midesi olduğunu kanıtlamaya çalışıyorlar. Çünkü hiç garibanlar düşünülmüyor. Yüksek mevkilerden emekli olanlara. İktidar kendiliğinden maaşlarına zam yaptı. Zam isteyen garibanlar seslerini duyurmak için. Sokağa çıkıyorlar. Polis tepelerinde. Bu kadarda olmaz dedirtiyorlar. Ülkede demokrasi var mı? AKP iktidar olduğunda. Demokrasi bizim için bir amaç değil, bir araçtır. İstediğimiz yere geldiğimizde demokrasi treninde ineriz demişlerdi. Bu söylemi dillendiren bir iktidardan demokrasi bekleme. Ağustos ayında kar yağışı beklemek gibi bir şey olur. Ne tekim demokrasi rafa kaldırıldı. İnsanların her türlü özgülükleri ellerinde alındı. Benim en çok hayret ettiğim konu. Polislerin en ufak bir topluma dahi tahammülleri kalmadı. Birilerinin Sokağa kafalarını çıkarmaya görsünler.  Hemen sokağa çıkanların tepesine biniyorlar. Tabi emir büyük yerden geliyor. Hiç müsamaha gösterilmiyor. Sokağa çıkan kim olursa olsun. Kadın erkek hiç fark etmiyor.  Polisler hemen tepelerine biniyor. Erkeklerde yerlerde sürünüyor. Kadınlarda yerlerde sürünüyor. Demokrasi olan ülkelerde gösteri yapmak için sokağa çıkanları polis koruyor. Gösteri yapanlara sataşmalar olmasın diye polis göstericilerin yanında yürüyor. Eski Türkiye de daha demokrasi bir ortam vardı. En azından göstericilere polis müdahalesi bu kadar olmuyordu. Yeni Türkiye de sanki demokrasi askıya alınmış gibi bir durum söz konusudur. Vatandaşın sokağa çıkmasından rahatsızlık duyan bir iktidar var. Eski Türkiye de vatandaşın sokağa çıkmasının engellenmesini isteyenlere. O devrin başbakanı rahmetli Süleyman Demirel bırakın yürüsünler. Sokaklar yürümekle aşınmaz derdi. İnsanlar eylem yaparak deşarj olurlar birde bu yönden düşünmek gerekir. Artık bu iktidarın millete verecek bir şeyi kalmadı. Bütün şansları kullandılar. Güven çok önemli bir olgudur. İktidar vatandaşın güvenini kaybetti. Bundan sonra kaybettiği güveni tekrar kazanmanın mümkünü yoktur. İktidar gariban kesimin kendisine oy vermeyeceğini bildiği için. Eski mevki sahiplerini ve şu anda yüksek mevki sahibi olanları yanına almak için. Onların maaşlarına zam yaptı. Alt tabakanın oy vermeyeceğini anladıkları için. Mevki sahibi olanlara yöneldiler. Garibanlar iktidarın defterinden silinmiştir. Saygılarımla. 
Türküm, doğruyum, çalışkanım, ilkem; Küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi, özümden çok sevmektir. Ülküm, yükselmek ileri gitmektir. Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe, durmadan yürüyeceğime ant içerim. Varlığım, Türk varlığına armağan olsun. 
Türkiye laiktir, laik kalacaktır. Ne mutlu Atatürkçüyüm diyenlere! Ne mutlu cumhuriyetçiyim diyenler! Ne mutlu Türk milliyetçisiyim diyenlere! Ne mutlu varlığım Türk varlığına armağan olsun diyenlere! Ne mutlu demokratım diyenlere! NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!