DİL!
Bir hükümdar aşçısından dünyanın en güzel yemeğini pişirmesini istermiş. Aşçıda dil yemeği pişirip getirmiş başka günde en sevimsiz, en çirkin yemeği pişirmesini istemiş. Önüne yine dil yemeği gelmiş.
Dayanamayan hükümdar ‘’ her iki defadır da neden dil aynı yemeyi getirdin demiş ‘’ aşçısı açıklamış: Hükümdarım, dünyada dil kadar tatlı, güzel ve yine dil kadar yaşatan öldüren çirkin bir şey yoktur. Onun için böyle yaptım ‘’Dünyada ne kadar dostluklar, konuşmalar ve yine ne kadar kavgalar, gürültüler, huzursuzluklar, cinayetler varsa başrolde dil vardır. Bunun içindir ki atalarımız dilin önemiyle ilgili çok güzel söylemişlerdir. Hz. Ali'nin de bu konuda nefis sözleri vardır. Bu söz sultanı der ki; ‘’İnsanın hünerini gösteren dildir.’’ Dil bir aynadır çünkü hem de iki dışa aksettiren bir ayna. Ağır başlı, oturaklı, akıllı insanlar sözünü, sohbetini bilir; Ağızdan çıkan söze dikkat eder; Bin tartıp bir söyler, pir söyler. Yapacaklarını sözleri söylemez, söz söylemişse de sözlerinde dururlar. Onun içindir ki Hz. Ali, ‘’Söz verirken acele etme; çünkü söz namustur’’ der.
Dil, büyük bir nimettir. İyiliği de kötülüğü de büyüktür. Cennete de, Cehenneme de götürür. Dil, ya hak konuşur, ya batıl. Diğer uzuvların sahası dardır. Kulak sadece işitir, göz sadece görür. Dilin sahası geniştir. Atalarımız; (Sana senden olur, her ne olursa, başın selamet bulur, dilin durursa) ve (Göz iki, kulak iki, ağız tek, çok görüp, çok dinleyip, az söylemek gerek) demiştir.
Yunus Emre de diyor ki:
Sözünü bilen kişinin, yüzünü ağ ede bir söz.
Sözü pişirip diyenin, işini sağ ede bir söz.
Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı,
Söz ola zehirli aşı, bal ile yağ ede bir söz.
Dil yırtıcı bir hayvan gibidir, serbest bırakılırsa sahibini parçalar. Sükût eden, hataya düşmekten, yalandan, dedikodudan, söz taşımaktan, kendini övmekten, boş konuşmaktan ve daha birçok dil afetlerinden kurtulur. Bunun için az konuşmakta fayda vardır.
Yorum yapın