DENİZLİSPOR’A ÜMİT VERDİK
Balıkesirspor, Denizlispor’a 1-0 yenilince alt sıralar da yer alan misafir takıma lig de kalma ümidi vermiş oldu. Sıradan bir maç izledik. Bizim takım iyice kendini bırakmış durumda. Balıkesirspor-Denizlispor maçında biletler 7.5 lira olmasına rağmen seyirci sayısı çok azdı. Koskoca stadyum da 100 yakın taraftar vardı ve güvenlik görevlileri daha fazla idi. Taraftarlar “yönetim istifa” diye bağırdılar. Ortada yönetim var mı? diye sorgulamak gerekir aslında… Yönetimin yapabildikleri bu kadar ve şehrin takımının kümede kalması artık mucize bile değil.
Bandırmaspor’a gelecek olursak. Büyük bir ihtimalle Süper Lig’e çıkacak ve bizde artık maç izlemeye Bandırma’ya gideriz. Bir ilçe takımı kadar olamadık. Şehrin takımı her zaman Balıkesirspor’dur ve Bandırmaspor ve diğerleri arkadan gelir.
Taraftar faturayı dönüp dolaşıp belediye başkanına kesiyor. Tamam da takımın, yönetimin hiç mi suçu yok. Bu noktaya nasıl gelindi.? Başkan takıma destek vermek zorunda mı? Ya da neden destek vermedi? Bunlar sorgulandıktan sonra önümüze sandık konunca başkana oy vermeyeceğiz falan demek gerekmez mi?
Birde Giray Bulak’a kızıyorlar. Giray Bulak ne yapsın? Yapabildiği bu kadro ile bu kadar.
/////
BİR KÖY ANISI
Öğretmenliğe ilk başladığım da gittiğim köy elli hane idi. Şimdi o köy on beş hane kalmış hiç kimse yok yani. O yıllarda da bakkal yoktu şimdi de yok. Küçük bir köyde yaşarken neler gördüm biraz bahsedeyim. YSE çeşmesi bile yoktu. İki kuyu vardı, biri içmek için diğeri kullanmak için. İkisi de yan yana idi ve ilkokulun yanında idi. Köydeki kadınlar sürekli su taşırdı. Hiç su taşıyan erkek görmedim.
Köyde elektrik, bakkal, kahve vb. hiçbir şey yoktu. Akşamları bir evde toplanılır. Koyu çay içilirdi. Yüzük oyunu oynanırdı. Soba iki-üç evde vardı. Evlerde ocak(şömine) kullanılırdı ve ocak da kocaman bir kütük yanardı. Köyün bir minibüsü yoktu. 1 saat kadar yaya gittikten sonra başka bir köye varıp, oradan minibüse binerdiniz.
Köyde avcılık yaygındı ve avcıların hikâyeleri de çok abartılı olurdu. Bir gün avlanmak için dağa giden Ahmet aga, geyik görür ve heyecanla ateş eder. Geyik allı pullu geline dönüşür ve Ahmet aga bir daha ava gitmez. Bunun gibi yani.
Kış mevsimini bu köyde çok yakından hissederdiniz Şimdi de öyle. Balıkesir'in en yüksek yerlerinden biridir. Bir gün buraya benim avcı arkadaşlarım geldi. Köyün avcıları onları ava götürdü. Saatler sonra geri döndüler ve hiçbir şey vuramamışlar. Arkadaşlar gittikten sonra akşam oldu, cami odasında oturuyoruz. Avcılarda orada. Ben: “Hiçbir şey bulamadan geri gelmişsiniz. Nasıl oldu bu diye sordum”. Avcılığı bırakan Ahmet aga şöyle dedi: “ Senin arkadaşları misafir bayırına götürmüşler de ondan” Köylüler kendi avları bitmesin diye köy dışından gelenleri hiç ava rastlanmayan misafir bayırına götürürlermiş. İşte böyle şimdilik aklıma gelenlere bunlar. Yazarız ara sıra köy anıları sizi eskilere götürmek için.
Yorum yapın