DEFOL BURADAN İNGİLİZ UŞAĞI

Merkez üstü Kahraman Maraş Pazarcık ilçesi olan 7.7 büyüklüğündeki deprem sadece ülkemizi değil neredeyse tüm dünyayı sarstı. 10 ilde büyük hasarlar yaratan depremin büyüklüğünü bilim adamları şöyle açıkladı bu deprem beş atom bombası etkisi yarattı diyor gerisini varın siz düşünün. Bu hafta zorunlu olarak yazımın konusu deprem oldu. Bu konuda çok güzel şeylerden bahsetmek isterdim ancak ne yazık ki güzel hiç bir şey göremedim.  Hani sürekli söylenir ya deprem öldürmez bina öldürür gerçekten de böyle oldu. Evet böyle oldu da neden böyle oldu bir hatırlayalım. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum  2018 yılında  getirilen imar barışı kapsamında  3 milyon 599 bin 867  adet yapı kaydı belgesi  başvurusu yapıldı  ve toplam  23 milyar  532 milyon 609  bin 133 lira  ödeme yapıldı diyordu. Sayın bakan  size 23 milyar değil 123  milyar versek kaybettiğimiz bu canları geri getirebilir misiniz? Tabii ki hayır. Yere batsın sizin imar barışınız dersek suç işlemişi mi oluruz? Yetkililere sitem etmek için bir ay  durmadan yazsam bu sitemlerimin sonunu getiremem. Depremin meydana geldiği  günden bu yana televizyon başından hiç ayrılmadım  bölgeye gitme imkanım olmadığı için sadece durmadan dualar etmekle yetindim. Televizyondan olan biteni izlerken kurtarılan insanları gördükçe sevinç gözyaşlarımı tutamadığım anlar oldu. Yaşanmaması gereken olay karşısında  üzüntüden mideme kramplar girdiği anlar da oldu. İzlenimlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Depremin meydana geldiği  saatlerde  dünya harekete geçti ve yardım talepleri ülkemize iletilmeye başlandı. Bunların başında komşumuz Yunanistan  oldu. Yunan devlet Televizyonu E.R. T. Sabah yayınını açarken  ekrana  deprem görüntülerini vererek Kazım Koyuncunun türküsü eşliğinde ülkemizde büyük bir deprem olduğunu duyurdu. Yunan televizyonu  Ben seni sevdiğimi dünyalara bildirdim, indirdun  kaşlaruni  babanımi öldürdüm  diyen  müzik parçasında  duygulanan milyonlarca vatandaşın gözyaşlarını tutamadığından eminim.  Sadece Yunanistan değil  Polonya, İsrail, Azerbaycan, ABD,  Çin ,Rusya, Güney Kore, Pakistan, İsviçre, Yeni Zelanda , İspanya,  Sırbistan.  Meksika, Fransa, Almanya, Hollanda, Avusturya, ülkemize koşarak geldi  gelirken  eğitimli arama kurtarma köpekleri  tıbbi malzemeler doktor ve  arama kurtarma ekipleri. Allah hepsinden razı olsun. Binlerce can  kurtardılar. Bunlar olumlu olarak bizi mutlu eden konular. Yazmak işemediğim ancak yazmasam  mesleğime ve işime ihanet etmiş olacağımı da biliyorum. Bunları da istemeyerek yazıyorum  utanarak izlediğim şu olayı katkısız aktarıyorum.  Depremin meydana geldiği illeri  tek tek  dolaşıp ihtiyaçları bizzat kendisi tespit eden  İstanbul B.B B Ekrem İmamoğlu, Kahramanmaraş incelemeleri yaptığı sırada  nereden çıktığı belli olmayan  Kahramanmaraş eski AK parti milletvekili   Nursel Reyhanlıoğlu  İmamoğlu’na yaklaşarak  şov yapma şov yapma niye geldin buraya,  burada devlet var İngiliz uşağı defol buradan defol  diye bas bas bağırırken  yanındaki kişiler  eski vekili sakinleştiremedi. Ancak İmamoğlu her zamankinden daha sakin durup yanıt bile vermedi. Unutulmaz olayların biri de  Diyarbakır Yenişehir ilçesinde yaşandı Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve AK parti milletvekili Oya Eronat ve bir grup partili ile  depremzedelerin yanına giderken  vatandaşların tepkisiyle karşı karşıya kaldılar ve vatandaşlar  heyeti yuhalayarak kovdular  bunlar hafızalarımızdan yıllarca  silinmeyecek görüntüler. Şimdi bir düşünelim düşman bildiğimiz Yunanistan yaptığı TV . yayınıyla  bizleri ağlatıyorsa  Deprem bölgesine 170 tır çeşitli yardımın yanı sıra sıcak çorba   için mobil mutfak fırın, yüzlerce tır su  tam donanımlı hastaneye dönüştürdüğü  ve aynı anda  yatakhane  yemek salonları  ana okulu  olan iki tam teşekküllü gemi hazırlayıp depremzedelerin emrine sunan İmamoğlu’na İngiliz uşağı demek çok kolay olmasa gerek. Unutmadan söylüyorum İmamoğlu’na İngiliz uşağı diyen eski Ak partili Nuesel Reyhanlıoğlu’nun ailesi inşaatçı çıktı. İçimizi acıtan başka olaylarda yaşandı  yağmacılar marketleri yağmalayanlar kameralara yansıyordu  elektrik ve tuvaletlerin olmadığı bu nedenle  yağmacılardan korktukları ve can Güvenliğimiz yok diyen Avusturya  arama  kurtarma ekibi deprem bölgesini terk etmek istedi. İçimizi acıtan en önemli konulardan birisi ise  arama kurtarmada hayli yetenekli olan madenciler devreye çok geç sokuldu  Soma , Amasya , ve Zonguldak’ tan oluşan ekipler  ülkede uçakların olmasına rağmen karayoluyla  gönderildiler .  İktidar, muhalefet yetkililerine bölgede siyaset yapmayın uyarısını yaparken kendileri muhalif belediyelerinin yardım araçlarındaki afişleri söküp kendi afişlerini yapıştıran iktidar siyaset yapmıyor herhalde. İsteyen istediğini yapsın yapanlar kendine yakışanı yapar sanıyorum. İçimizi acıtan bir başka olayı mutlaka yazmam gerekiyor. Sanatçı Haluk Levent 2017 yılında kurduğu  Ahbap  yardım derneği  deprem bölgesi için  onlarca sanatçının desteğiyle  bir milyon yardım topladı ve deprem bölgelerine  konteynır kent kuracağını söylerken  Akşam Gazetesi yazarı Turgay  Güler  Televizyon kanalında bas bas bağırıyor  Haluk levent’e  bir milyon teslim edemezsiniz bu parayı yönetemez diyor. Sayın Güler  neden yönetemez  sanki bu para sizin düğününüzde  toplanan paraymış gibi bağırıyorsunuz.  Ahbap derneği halen faal hizmet veriyor,  çok şüphe ediyorsanız  gidip hesap sorarsınız. Bu kıskançlık niye? Deprem hepimizin yani ben insanım diyen herkesin içini yaktı  ama bazıları bundan ders çıkartma yerine rant sağlamaya çalıştı. Bunlardan birisi de  TV 24  kanalında program yapan  Hikmet Genç oldu. Genç  deprem bölgesinde  dertleri dinleyen Kılıçdaroğlu’na  leş kargaları gibi fırsat kolluyor demesi  beni utandırdı desem yalan olmaz. Yazıma pek yorum katmak istemiyorum ancak çok önemli olduğu için değinmek istiyorum  İyi Parti lideri Meral Akşener  deprem bölgesinde  su ihtiyacı çok fazla tuvalet yok hijyen hiç yok  diyen Akşener  Tuvalet ,Tuvalet, Tuvalet  diyor salgın hastalıklar baş gösterirse perişan oluruz bölgede kefen sıkıntısı var. Acaba Avrupa  bizi hala kıskanıyor mu sadece merak ettim  sizleri fazla sıkmamak istemiyorum. Yazıma 17 Ağustos depreminde  Ömer Çelik’in  söylediği sözlerle bitirmek istiyorum . 17 Ağustos 1999  Gölcük depreminde  17 bin 480  vatandaşımız hayatını kaybetti  43 bin 953  vatandaşımızda yaralanmıştı  yaşanan bu felaketin ardından Ak Partili Ömer Çelik şöyle konuşmuştu  Çelik’in  o tarihteki konuşması gündeme geldi. Türkiye  yönetilemiyor ve yönetemeyen  yönetmesi mümkün  olmayan bir mekanizmanın  yönetiyormuş gibi  yapması binlerce cana mal oluyor  eğer bugün birilerinin fiyakası  bozulmasın diye  söylenmesi gerekenlerin milli birlik ve  beraberlik  nutuklarının  altında ezilmesine  göz yumarsak  bugün  susarsak bu çarpık mekanizma  yüzünden  yüzlerce insanın  ebediyen  susmasına  ortak   olmuş olacağız demişti. Sayın Çelik  madem siz söylüyorsunuz biz de size soralım  susmayalım    imar barışı için  yıkılacağını belli olan binalara neden belge verdiniz? Arama kurtarmada dünyanın en deneyimli ekiplerinden olan madencilerin  olay yerine neden hemen göndermediğiniz?  Japon arama kurtarma  ekibi ülkemize geldi bizim madenciler otobüs bekledi.  Depremde hayatını kaybedenlere  Allah’tan rahmet yaralılara acil şifalar diliyorum. Kalın sağlıcakla .