ÇİĞ SÜT KAÇ LİRA?
“2019/64 sayılı Çiğ İnek Sütünün Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliği ile belirlenen A Sınıfı” çiğ süt şu anda 4.70 lira. Yağ ve protein oranlarındaki her bir dizyem (0,1’lik değişim) için ± 7 kuruş, fark uygulanıyor. 1,44 TL Müstahsil fiyatı, 0,09 TL soğutma/hizmet bedelini hatırlatmak isterim. 25 Ocak 2020 tarih ve 31019 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Çiğ İnek Sütünün Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ’de yer alan sınıflandırmaya kapsamında A sınıfı süt 2,90 TL/Lt , B sınıfı süt 2,85 TL/Lt ve C sınıfı süt 2,80 TL/Lt’dir. Ulusal Süt Konseyi, 3 lira 20 kuruş olan çiğ süt litre tavsiye satış fiyatını yüzde 46,8 artırarak 4 lira 70 kuruşa çıkardığında süt üreticilerini sevindirmişti. Artan maliyetler karşısında ayakta kalmaya çalışan üreticiler, bu artışın giderlerini karşılamak için yeterli olduğunu düşünen süt üreticileri yeme gelen zamla sarsıldılar. Ulusal Süt Konseyinin fiyat açıklamasının ardından, çuvalı 200 lira olan yem, 15 lira zamlandı. Son 16 ayda 36’ncı sefer yem fiyatına zam geldiğini düşünürsek doğal olarak, yem fiyatları yükseldikçe, sütün fiyatı da anlamsızlaşıyor. Sütten para kazanamayan üretici hayvanlarını kesime götürüyor. Bence hayvancılıkla uğraşan kişiler biraz daha sabırlı olmalı ve hayvan kesimini durdurmalıdır.
*Sütün fiyatı desteklerle birlikte 4.90 lira.
NE OLACAK BU MEMLEKETİN HALİ?
Geçtiğimiz hafta Ankara’ya gitmiştim. Tren yolculuğunu özlemişim. Yolculuk için treni tercih ettim. Tavsiye ederim. Tren Gar’ın da indikten sonra orada bulunan taksiye bindim. Bu arada Ankara'da taksi sorunu yok, belirtmek istedim. Taksi sürücüsüne Kavaklıdere,Bestekar sokağı’na gitmek istediğimi söyledim ve taksici hemen şunu sordu “Ne olacak bu memleketin hali?” Ne diyeceğimi şaşırdım.
Bu cümle genellikle alkollü gecelerin bitmeyen tartışmasıdır. Tıkanmış sohbetlerin tek kurtarıcısıdır bu cümle. Nasıl çözeceğimizi bir türlü bilemediğimiz bir paradokstur aynı zamanda. Essasında zararsız bir sorudur bu. En azından öyle yada böyle memleketin halinin birileri tarafından düşünülüyor olması aslında iyi bir şey.
“Ne olacak bu memleketin hali?” sorusu “rakı sofraları” aşağılamaları yüzünden hak etmediği bir biçimde itibar kaybetmiş bir soru aslında. Hak etmediği biçimde, çünkü her şeyden önce bu soruyu sormak ve dilediği ton ve biçimde tartışmak, soluk alıp veren herkesin hakkıdır. Kaldı ki parlamento, medya, üniversite gibi, bu soruya analitik cevap araması gereken yerlerin hali ortada.” (Metin Solmaz)
Tarihçi Orhan Koloğlu, memleketin halinin ne olacağı sorusunun ilk kez 19. yüzyıl ortalarında, Osmanlı Devleti’nin “hasta adam” ilan edilmesinden sonra sorulmaya başlandığını yazar.
Sahi ne olacak bu memleketin hali?
Yorum yapın