ÇİÇEK SAATLER

İsviçre denilence akla ilk gelen şeylerden biri de saattir. Bir gün yolunuz İsviçre’ye düşürse Cenevre’de bulunan çiçek saati mutlaka görmelisiniz. Çiçek saatler zamanla dünyanın çeşitli yerlerine yayılmıştır ve ilgi görmektedir. Hangi ülke de olursa olsun çiçek saatler turistlerin uğrak yerleridir.
Balıkesir’e de çiçek saat yapılsa ilgi çeker diye düşünüyorum. Bu çiçek saat Çamlık Mevkii’ne, Parklara  ve Avlu’ya yapılabilir.
1. İngiliz Bahçesinde Çiçek Saati, İsviçre       
İsviçre, Cenevre de İngiliz Bahçesinde 1955 yılında çiçeklerden yapılmış gerçek bir saat bulunmaktadır. Saatin çapı 5 metredir. Bu saat için 7.000’ne yakın çiçek kullanılmaktadır. Her ay başka çiçek dikilmektedir.
2. Rusya - Poklonnaya Gora'da Çiçek Saat
Rusya’daki saat dünyanın ikinci büyük saatidir ve 2001 yılında açılmıştır. Kadranın çapı 10 metredir. Ayrıca, rakamlarında aydınlatma sistemi olduğu için gece de bu saati görmek mümkündür.  
3. Tahran'da Çiçek Saati, İran
 Dünyadaki en büyük çiçek saati Tahran'da bulunmaktadır. Saat, betondan yapılmış 70 tonluk kaide üzerinde durmaktadır. Çiçekler oraya dikilir. Kadranın çapı 15 metredir.
4. Stadtpark'taki çiçek saat, Avusturya
Viyana'daki çiçek saat şehir parkında, Kursalon adlı konser salonunun yakınında bulunmaktadır
5. Alexander Park çiçek saat, Rusya
 Alexander Park'taki çiçek saati St. Petersburg'da bulunmaktadır.
6. Edinburgh Çiçek Saat, İskoçya
 Edinburgh'taki şehir parkındadır.  Bu çiçek saat1903'te yapılmıştır.  Kentin önemli simgelerinden biridir. 
7. Ventspils'teki çiçek saat, Letonya
Ventspils, Letonya'nın çiçek başkenti olarak adlandırılabilir. Çiçek saat, Lielais Caddesi ve Kuldigas Caddesi'nin kesiştiği noktada bulunmaktadır. 
8. Abu Dhabi'deki çiçek saatleri, Birleşik Arap Emirlikleri
Abu Dhabi Cenevre'nin kardeş kentidir. Saat, Büyük Cami ve Sheraton Otel'in yakınında bulunmaktadır. 

/////

KÖLE VE AF

Harat şehrinde yoksul bir kişi vardı. Yoksul olduğu kadar da küstah ve kendini bilmez biriydi. Bir gün pazarda dolaşırken bir efendi ile yanındaki kölesini gördü. Kölenin sırtında atlas bir elbise, belinde de altın bir kemer vardı.
Başını gökyüzüne kaldırıp: “Ya Rabbi,” dedi, “Şu efendinin, kuluna baktığı kadar sen kuluna bakmıyorsun. Kula nasıl bakılır, şu efendiden öğren.”
Günler sonra yine o pazardaydı. Padişahın o atlas elbiseler giyen, altın kemerler takan köleleri topladığını gördü. Padişahın adamları onlara olmadık işkenceler ediyor ve “Söyleyin efendinizin hazineleri nerede?” diye soruyorlardı.
O kölelerin hepsi işkenceden ölecek duruma geldikleri halde hiçbiri efendisinin aleyhinde konuşmadı ve sır vermedi.
Bu durumu şaşkınlıkla seyreden yoksulun kulağına şöyle bir ses geldi:
“Ey kula nasıl bakılır, diyen yoksul! Sen de kul nasıl olur gör ve bilmiyorsan o efendileri için can veren kölelerden öğren.”
Yoksul adam çok mahcup oldu, yüzü kızardı. Hiç kulluk etmediği halde Rabbi hakkında sui zandan ve küstahça sözlerinden dolayı tövbe edip af diledi.